HAZRET-I PEYGAMBERIN IÇME ADABI
ISLIM GÜMÜSTEKIN
Hazret-i Peygamberin suyu ayakta
içtigine yönelik rivayetler nakledilse
de onun oturarak içilmesine
yönelik “Kim unutarak ayakta
içerse hemen kussun.” seklindeki
uyarisi sebebiyle esas olanin
oturarak içmek oldugunu söyleyebiliriz.
(Müslim, Esribe, 116) Öyleyse
Hazret-i Peygamberin bu konuda
sünnetlerinin esaslari, genel olarak
besmele ve hamd ile oturarak dinlene
dinlene su içmektir seklinde
özetleyebiliriz.
ES-SEHIT(cc)
AHMET EDIP BASARAN
Sahitligin iman boyutundan insan
boyutuna geçtigimizde orada da
yine bazi mesuliyet alanlari karsilar
bizi. Iman, kalbin aynasinda
yansiyan bir tecelliler dünyasinin
sahitligiyle bezelidir. Bes duyu
organimizin sahitligine sira gelince
orasi da ayri bir tecelli çesmesi gibi
her daim akar durur. Yasamak bu
anlamda bastan ayaga bütün uzuvlarimizla
yaptigimiz bir sahitlik
degil midir? Bununla birlikte tipki
ilim bahsinde oldugu gibi görme ve
sahitlik bahsinde de insanin dünyasi
sinirlidir. Ancak görebildigimiz
bir dünyanin idrak edebildigimiz
bir anlamin sahitligini yapabiliriz.
Sahitligin zirve noktasi neresidir
peki? Elbette sehitliktir o zirve. Bu
sebeple sahitligi ugruna, sehadet
ettigi Hakk’in birligi ugruna gözünü
kirpmadan canini feda edebilenlere
biz sehit diyoruz.
VAHSI BIN HARB (ra)
DOÇ. DR. IBRAHIM TOZLU
Esaretten kurtulmak
için firsat kollayan,
Mekkeli müsriklerin
gözde kölesi, Resulullah’in
amcasi ve sehitlerin efendisi
Hazret-i Hamza’yi sehit
eden, Uhud savasinin sinsi
düsmani, Islam’a girisiyle,
günahina pismanlik ve
tevbesiyle, yasadigi hayat
tarziyla, mahzun ve mahcup
ahvaliyle, yalanci peygamber
Müseylime’yi katleden cihat
meydanindaki özelligiyle
Vahsi bin Harb (ra) Habesistan
asilli bir köleydi.
HALLER LÜGATI
SAID YAVUZ
Kisi kendisine benzeyende
sükunet bulur, demis Ibn
Hazm. Aradigimiz huzuru
bahsedecek bir benzerimizi
bulmak. Bu hayatta
böylesi bir talihe erisemeyebiliriz.
Göçüp gitmisler
arasindaki o hiç tanismadigimiz
dostlarimiz içinde
bizim gibiler de olmasa
sekineti nerden bulacagiz?
17. YÜZYIL HICAZ’INDA SUFILER
ENES ÜRÜN
Hicaz, Islam’in baslangicindan
itibaren Müslümanlarin
hac ve ziyaret amaciyla geldigi
kutsal bir merkez olmustur.
Bazi ziyaretçiler, mücavir (komsu)
olarak adlandirilarak bilgi arayisi
veya ibadet amaciyla bir müddet
daha kalmayi tercih etmistir ki
bu müddet bazen on yillari bulasabilmistir.
Bununla beraber olusan
muhit, farkli cografyalardan gelen
Müslümanlarin kitap, icazet ve ilim
alisverisi yaptigi bir bilgi dolasim
agi yaratmistir.
BAZEN ISIK DA GÖLGE OLUR
DR. ABDULLAH TAHA ORHAN
Isigin da gölgesi olur mu? Ya da isik
da esasen içindeki daha seffaf bir
nesneyi gizleyen bir örtü olabilir
mi? El-cevap: Iskenderi Hazretleri
olur, diyor. Isiklar ton ton. Daha
güçlü bir isik kaynaginin yaninda
lümeni daha düsük bir isik elbette
ki gölge olur, perde olur. Tüm nurlarin
kaynagi, Cenab-i Hakk’in en-Nur
ismidir, dolayisiyla en güçlü isik
kaynagi O’dur. Diger tüm nurlar
O’nun nurunun gölgeleri hükmünde
kalir.
BEYAZIT BISTAMI HAZRETLERI
HASAN BASRI DEMIR
Beyazit Bistami; tasavvuf
kaynaklarinin bize tanittigi
sekilde nam-i diger
arifler sultani, Orta Asya ve Iran
cografyasinin ortak paydasi Nisabur
yöresinde yasamis olan Allah
erlerinin önderlerinden bir zattir.
Beyazit Bistami, hicretten sonra II.
ve III. asirlar gibi oldukça erken bir
dönemde yasamis bir ulu veli ve
yasadigi asirdan bugüne, bin yili
askin yerden gelen ulu bir nefestir.
Bistam gibi o dönemin merkezi
yerlerine göre küçük bir beldede
dünyaya gelmistir. Kaynaklarin
isaret ettigi tarihle Hicri 161, Miladi
777 senelerinde Bistam’in Vafi dan
mahallesinde dünyayi tesrif etmis
olmalidir. Babalari Isa ve anneleri
dahi ahlak-i hamide sahibi, güzide
kimseler olarak kaynaklarda anilmaktadir.
Rivayet odur ki babalari,
anneleri ile izdivaç vaki oldugunda
zifaf için kirk gün beklemislerdir,
olur da kazaen de olsa bir haram
lokma bogazindan geçmis ise
vücudu madden ve manen terk
etsin. Öyle bir titizlik ve ihtiyat hali.
Yazilarin tamami derginin 2025 Subat sayisinda.