
Ilim, hikmet ve irfan dünya ve ahiret hayati adina bir mü’minin sahip olabilecegi üç önemli vasiftir. Bedenin gidaya ihtiyaci oldugu gibi kalbin ve ruhun da gidaya ihtiyaci vardir. Kalbin ve ruhun gidasi ise ilim ve hikmettir. Bir ayette “Allah hikmeti diledigine verir, kime hikmet verilirse ona çok sey verilmis olur.” buyurulmustur. (Bakara, 269)
Fahr-i Kainat Efendimiz “Hikmetin basi Allah korkusudur.” (Münavi, Feyzü’l-Kadir, nr. 4361) buyururlarken Allah Teala da “Allah’tan hakkiyla ancak alimler korkar.” buyurmaktadir. (Fatir, 28) Bu ayet ve hadis, ilim olmadan bir kulun dünya ve ahirette hayirlara ve bereketlere erisemeyecegini ortaya koymaktadir.
Imam Safii Hazretleri bir sözünde söyle demistir: “Gencin hayati ilim ve takvadan ibarettir. Bir gençte bu ikisi yoksa ona itibar edilmez.” Hasan Basri Hazretleri de “Onlardan bir kismi da ‘Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabindan koru!’ derler.” (Bakara, 201) ayetinin tefsirinde söyle demistir: “Dünyadaki iyilik ilim ve ibadettir. Ahiretteki iyilik ise cennettir.”
Insani Allah’a vasil eden iki yol vardir. Biri ilim, digeri zikirdir. Bu yollarin en saglami ilim yoludur. Hazret-i Adem’e melekler karsisinda üstünlük kazandiran sey Allah’in kendisine ögrettigi ilmi olmustur. Zikir nurunun aydinligi mum isigi kadar, ilmin aydinligi ise günes isigi kadar kuvvetli oldugu içindir ki, melekler Hazret-i Adem’e saygi secdesine davet edilmislerdir. Çünkü günes dogunca mum isiginin hükmü kalmamistir.
Yazinin tamami derginin Nisan 2025 sayisinda.