Zat-i Barisi disinda her sey fani olan, saltanati disinda her sey son bulan yüce Allah’a hamdolsun. Kendisinden sonra hiç bir peygamber gelmeyecek olan Efendimize, bütün al ve ashabina salat ve selam olsun.
Kuskusuz pek çok insan nezdinde ölüm siradan bir sey haline geldi ancak yüce Allah’in musibet olarak niteledigi bu musibetten ders almamak en büyük musibettir.
Su bir gerçek ki, insan nereye saklanirsa saklansin hangi yöne kaçarsa kaçsin ve ömrü ne kadar uzun olursa olsun elbet bir gün hayati son bulacak ve ölümden kurtulmasi mümkün olmayacaktir. Nitekim sair diyor ki: “Her insanoglu, saglikli ömrü ne kadar uzasa da/ Elbet bir gün tenesire bindirilecektir.”
Bundan daha önemlisi aziz kardeslerim, her an ölebiliriz, seklindeki gerçek bilincin bizde yerlesmesi için ölüm musibetinden gerekli ögüt ve dersi almamiz gerekir. Ölümden ders almamizin göstergesi yüce Allah ile aramizi düzeltmek yani O’nun (cc) taat ve ibadetine yönelmek, yasaklarindan kaçinmak ve uzaklasmaktir.
Adamin birisi Ömer bin Abdülaziz Efendimizden bir talepte bulunur, der ki: “Ey mü’minlerin emiri, bana -ders alacagim-bir örgütte bulun.” Bunun üzerine Ömer bin Abdülaziz adama sorar: “Baban yasiyor mu yoksa vefat mi etmis?” Adam: “Ey mü’minlerin emiri, benim babam vefat etti.” karsiligini verir. Bu kez Ömer bin Abdülaziz adama söyle der: “Sen babanin ölümünden ders almamissan, ben sana daha ne ögütte bulunayim!”
Aziz kardeslerim, babam Seyh Hazretlerinden duydum, buyurdu ki: “Kuskusuz ölüm musibeti büyük bir musibettir, aci vericidir. Çünkü ölüm; kardesi kardesten, dostu dosttan, babayi evlattan ayirir. Bir daha bir araya gelmenin yegane yolu ise yüce Allah’in kiyamet gününde merhametiyle bizleri bir araya getirmesidir.” Yüce Allah’a yalvariyor ve niyaz ediyorum ki bizleri Hazret-i Muhammed’in sancagi altinda sadatimizla birlikte cennette bir araya getirsin.
(Yazinin devami dergini Ekim, 2020 sayisinda.)