Babam Seyh Hazretlerinin su iki beyti tekrarladigini
çokça duyardik; buyuruyordu ki: “Saban’in
yirmisi geride kaldiginda geceli gündüzlü su
içmeyi sürdür/ Sakin küçük bardaklarla içeyim deme
çünkü zaman bayagi daralmistir artik.”
Yani mübarek Saban’in sadece birkaç günü kalip
Ramazan ayi yaklastiginda sen ey Müslüman, o yasakli
günler baslamadan evvel büyük bardaklarla su içmeye
bak çünkü vakit daralmistir.
Kuskusuz bu ilk açiklama, söz konusu iki beytin yüzeysel
manasidir. Gerçek ve derin olan ikinci anlamina gelince;
Seyh Hazretleri bunu söyle açikliyordu, buyuruyordu ki:
“Ey insan, ömrünün çogu seni terk edip gittiginde yani
yasantinin büyük bir kismini geri biraktiginda, salih amel
ve hayirli isleri -geceni gündüzüne katarak- sürekli hale
getir. Evet, iyi amellerini kat kat artir. Bu noktada ciddi
bir sekilde kollari sivayip ise koyulman gerekir. Çünkü
senin hayat günesin artik batmaya yüz tutmus, ölüm anin
yaklasmistir. Yarin pisman olacaksin ancak pismanlik da
fayda vermeyecek. Bu yüzden salih amellerini çogaltman
gerekir bu senin üzerine bir vecibedir. Gençlerden daha
fazla hayirli ve güzel isler yapman gerekir. Bildigin gibi
ölüm; küçük ile büyük, saglam ile hasta arasinda fark
gözetmiyor. Bu yüzden gençlik günlerini gaflet, oyun ve
nefsin kötü arzularina uyma noktasinda geçiren kisinin,
eksiklerini telafi etmesi, gece-gündüz gayret sarf ederek
ömrünün geri kalan kismini ibadetle ve Allah’in zikriyle
geçirmesi gerekir.”
Aziz kardeslerim, bu dünyadaki mevcudiyetimizi firsat
bilip faydali hale getirmemiz gerekir. Bedenimizin
saglikli günlerini ganimet bilerek, bos vakitlerimizi iyi
degerlendirmemiz lazimdir. Ayrica gençligimizi firsat
bilip onu Allah’in yoluna yönlendirmemiz zorunludur.
Yani ibadetlerimizi, hayir ve hasenatimizi çogaltmaliyiz
ki Allah nezdinde makamimiz yücelsin. Nitekim Hazret-i
Peygamber buyuruyor ki: “Bes sey gelip çatmadan evvel
besinin kiymetini iyi biliniz: Ihtiyarlik gelip çatmadan
gençliginizin; hastalik yakaya yapismadan önce sihhatinizin;
fakirlesmeden evvel zenginliginizin; mesguliyetler
etrafinizi sarmadan bos vaktinizin ve ölüm gelip çatmadan
hayatinizin kiymetini iyi biliniz.” (Buhari, Rikak, 3;
Tirmizi, Zühd, 25)
(Yazinin devami derginin Mayis sayisinda.)