SAADETTIN ACAR | Ocak | 2013 | BASLARKEN
Dini, bir sorumluluklar ve mükellefiyetler bütünü olarak takdim etmek, her seyi helal, haram, yasak, günah, farz diye tasnif etmek, Islam’a bütünlüklü bir bakis olmasa gerek. Gönlü, kalbi bir kenara birakarak, hatta onlari yok sayarak, kurallarla insani kusatmak Allah’in gönderdigi dini eksik anlamak demektir.

Müslüman, insanlarin kalplerine dokunmali, gönüllerini oksamali. Tasavvuf ve tüm irfani gelenek kalbe dokunmayi mesele ve meslek edinmistir. Çünkü kalp varsa ancak insan vardir. Ve muhabbet varsa huzur ve sükun gelir. Surasi kesindir: Merhamet yoksa insandan söz edemeyiz.

Akil düsünür, sevemez
Akil düsünür, kalp sever, muhabbet eder. Gülen ve aglayan akil degil kalptir. Akil bakar, gören ise kalptir.

Akilla kalp arasindaki mesafe büyüdükçe sorunlar artar, birbirlerine yaklastikça da en çetrefilli meselelerin bile halli kolaylasir. Bu ikisinin birlikteliginden, beraberliginden harikalar dogar. Tarih, bize, akil ile kalbi birlestirenlerin güzel örneklerini gösterir. Bundan dolayi büyükler “akleden kalp” vurgusunu sikça yapmislardir.

Sufiler, aklini kalbine rehber etmeden ve kalbini de aklina mahkum etmeden yol almaya çalisirlar. Vurgulamaya gerek yok sanirim: buradan akli tamamen yok saydiklari anlasilmamali. Onlar “akletmezler mi” uyarisini da her zaman hatirlarinda tutarlar.

Mümin, diger tüm tariflerinin yaninda, yüreginde merhamet ve muhabbet tasiyan kimseye denir. Allah’in (cc) yarattiklarina merhamet beslemeyen, onlari muhabbetle karsilamayan kimse, büyük davalardan söz etse de meselenin hakikatini iskalamis demektir. Kula merhamet etmeyene, Yaratici da merhamet etmez. Ayni seyi muhabbete söyle uyarlayabiliriz: Yaradilani sevmeyen Yaratici’yi da sevemez. Ve öylelerini Yüce Yaratici da sevmez.

Mesele: Kalple akli kardes kilmak
Aklina gönlünü sirdas etmeyen yoldan çikar. Ama ayni sekilde gönle akli arkadas kilmadan da istikamet bulunmaz. Bizim, Ilim ve Irfan’dan anladigimiz biraz da sudur: Ilim akil, düsünce ve muhakemeyi anlatirken, irfan da kalbi, muhabbeti ve merhameti temsil eder.

Dünyada yeteri kadar kötülük var, eksik olan muahabbettir, onu tamamlamaliyiz. Merhamete ihtiyacimiz var, çünkü insanoglu yeryüzünü zulümle doldurdu zaten.

Halbuki kainat muhabbet üzerine kuruludur.
“Levlake” sirrina ermek ancak askla mümkün.  Allah “habibim” diyor Efendimize, evet, “sevgilim” demek. Bu sevgi, kainatin varligina sebep olmus; yokluk bu sevgiyle varliga elvermis.

Meselenin özeti sudur: Iman etmedikçe cennet yok, sevmedikçe de iman yok. Bunu herhangi biri degil, Efendimiz -ve Kainatin Efendisi- söylüyor. Yani cennetin vizesi imansa, imanin anahtari da muhabbettir.

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024