SAADETTIN ACAR | Kasım | 2012 | BASLARKEN
Allah’i anmak, daima huzurda olmaktir. Huzurda olmak ise insani huzurlu kilar süphesiz. Her an Allah’in gözetimi ve denetimi altinda oldugunu bilme hissi, muazzam bir ruh dinginligi verir insana. Ve tabi disiplin ve çekidüzen de getirir bu duygu.

Allah’in insana verdigi en büyük nimetlerden birisi unutmaktir. Insan çünkü, unutarak ilerler, büyür. Geçmisini silerek, belleginde yeni bir seylere yer açar bir nevi. Meselenin diger tarafi ise sudur: Unutmak, insani nankörlüge ve vefasizliga yöneltebilir. Nimetin aslinda kimden geldigini, ihsanin gerçek sahibini de bu arada unutabilir. Hatta kendisine gelen güzelliklerin kendisinden kaynaklandigi, giderek onlari hakkettigi düsüncesine kapilabilir. Sahip olduklarini çalisarak, okuyarak, ugrasarak elde ettigini, bir nevi koparip aldigini düsünebilir. Iste hatirlamak, zikretmek, bir tarafiyla da iyiligin ve güzelligin kaynagini gösterir insana. Insan zikrederek, hatirlayarak, mutlak hakikatle yüzyüze gelir.

Ibn Ataullah Iskenderi hazretleri “Allah’in seni kendisine ibadet etmeye layik görmesi, aslinda O’nun armagani olarak sana yeter” buyurur. Zikrin, yani anmanin ve hatirlamanin bize gösterecegi birçok inceligin yaninda, bu boyutu da ince bir dikkati hakediyor. Herseyi veren ve ihsan eden Allah, bunlarin yaninda insana, kendisine ibadet etme imkani da vermistir. Insan hatirlamali; ibadet edebilmenin büyük bir nimet, bunu ifa etmeye güç yetirebilmenin de bir atiyye oldugunu. Ve unutmamali. Unutunca da yeniden hatirlamali. Iste bu zikirdir.

Düsünmeli: Insan olmak, seçilmis olmak anlamina gelir. Yaratilmamis olma durumunda kimsenin yoklugunu farketmeyecegi, yoklugunun kimse tarafindan umursanmayacagi gerçegi, insani Allah’a bir kez daha sükretme noktasina tasir. Çünkü Allah istemese o olmayacakti ve yoklugunu da, ana babasi dahil hiç kimse fark etmeyecekti. Bu durumda yaratilmaya layik görülmenin, daha sonra ibadet etmeye ehil bir mahluk yani insan olarak yaratilmanin karsiligininin asla verilemeyecegi, her dem yeniden ve yeniden hatirlanmalidir. Insan ibadet ederek, sözde, bu iyiligin karsiligini vermeye çalisir. Ama sadece çalisir, asla hakkiyla karsiligini veremez.  “Karsilik” lafin gelisi tabi. Bu büyük ikrama bu dünya ölçüleri içinde karsilik aramaya kalkismak, akil kari degil tabi.

Evet, O’na ibadet edebilme potansiyeline sahip olmak, insanogluna bahsedilen muazzam bir imkandir. Çünkü ibadet etmeye layik görülmek, muhatap alinmaktir. Onunla yüzlesmek, Onunla halvet olmaktir. Kalabaliklardan siyrilip Onunla bir araya gelme ve basbasa kalma liyakatini elde etmektir. Iste Yaratici’nin yaratilanla kurdugu bu samimi diyalog, insana verilmis bir ayricaliktir. Zikrederek de insan bu ayricaligin farkinda oldugunu gösterir.

O’nun adini anmak, ana ana adini kalbe ve ruha naksetmek ve nihayet kalble onun arasinda bir ünsiyet, bir nesve peydah etmek. Onu andikça aklin ve zekanin aczini ve basitligini idrak etmek.. Ve sinirlari Onunla ve O’nun zikriyle asmak... Dilin söyledigine kalbi sahit kilmak ve kalbin atislarina tüm azalari ortak etmek...

Zikir deyip geçmemeli kisaca. Çünkü zikretmek insan oldugunu hatirlamaktir.

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016