Ilim ve Irfan dergisi istikrarli yürüyüsüne devam ediyor. Yilin ilk ayinda marifetullahi merkeze alan bir dosyayla okur karsisina çikan dergi, insanin ve tasavvufun ana konularina gelenege ve birikime dayali yeni yaklasimlar getiriyor.
Marifet egitimi tasavvufun özüdür. Tasavvuf yolcusu, yolun sonunda, yolun, varligin, kendisinin sahibi olan Zat ile karsilasmayi, O’nu tanir hale gelmeyi murat eder. Ibadetlerden gaye de, ilimden gaye de budur. Bu amaca hizmet etmeyen ibadetler yorgunluk, bu gayeye yardimci olmayan ilim yüktür. Çünkü marifet, ilim ve irfan yolunun üsaresidir, özüdür.
Marifet egitimi bir kimsenin yalniz basina gerçeklestiremeyecegi bir egitimdir. Çünkü marifet, ariflerin buyurduklari gibi, kal ile degil hal ile tadilan, satirlardan degil sadirlardan bellenen bir bilgidir. Bu anlatilamazligi, kelimelerle aktarilamazligi sebebiyle, salikin nasil oldugunu tam olarak idrak edemedigi ancak yasayinca tattigi, idrak ettigi ve kavradigi bir bilgidir. Bunun egitimi de bu yüzden, marifeti tatmis, yasamis ve tecrübe etmis bir rehberin yoldasligina ihtiyaç duyar ki, o rehber, acemi yolcuyu yolun tehlikelerinden, tuzaklarindan ve kestirmelerinden haberdar ederek salimen hedefe ulastirsin.
Anlam arayisi pesinde kosan insan süphesiz marifetullahi aramakta, bu yolda kendine yol gösterecek bir mürsidin rehberligine ihtiyaç duymaktadir.
Ilim ve Irfan dergisi bu hassas meselede tasavvuf düsüncesinin önemli isimleriyle, “Marifet: Kendini Bilen Rabbini Bulur” ilkesiyle hareket ederek dosyanin ana gayesini beyan ediyor.
Dosya kapsaminda Prof. Dr. Süleyman Uludag, Prof. Dr. Süleyman Derin, Ismail Acarkan ve Mona Islam’in yazilari yer aliyor. Prof. Dr. Süleyman Uludag, “Marifetullah ve Marifet-i Nefs” baslikli yazisinda genis bir çerçevede bilhassa tasavvuf geleneginde bu kavramlarin anlam haritasini çiziyor. “Hak Tealayi bilme ve tanima O’nun sifatlari, isimleri, fiilleri ve bu fiillerin hükümleri hakkinda edinilen sahih, kesin, açik ve güvenilir bilgiler sayesinde mümkün olur. Bu nitelikteki bilgilere sadece akilla, fikirle, mantikla, kiyasla ve nazarla ulasilamaz.” diyen Prof. Dr. Uludag, marifetullahi diger ilimlerden ayiran özü ortaya koyuyor. Prof. Dr. Süleyman Derin ise, kendini bilmeyen Rabbini bulamaz anlayisiyla insanin beden ve ruh olarak yücelmeye ne kadar müsait oldugunu ve hatta bu sebeple meleklerden üstün oldugunu marifet ehlinin görüsleriyle ifade ediyor. Ismail Acarkan seriat, tarikat, hakikat ve marifet kapilarindan son kapi olan marifet kapisindan giriyor içeri. Mona Islam ise insanin hep bir anlam arayisi içinde oldugunu vurguladigi yazisinda, anlam bulamayan çildirir, diyor.
Derginin orta sayfalarinda düzenli olarak sohbetleri yer alan Seyh Muhammed Muta’ Haznevi’nin bu sayidaki yazisi marifetullahi anlatiyor. Marifetullah ruhun gidasidir, diyen Seyh Muhammed Muta’ Haznevi, insanin bedenle, maddi varlikla gerçek mutluluga eremeyecegini, asil mutlulugun ruh huzuruyla yani marifetullahla mümkün olacagini vurguluyor.
Marifet yolunun yildizlari
Ibrahim Tenekeci bu sayida ölümü merkeze alan bir yazisiyla yer aliyor. Neyi seversen sev, ayrilacaksin, diyen Ibrahim Tenekeci, ölümün bizi dünyadan degil dünyayi bizden ayirdigini beyan ediyor.
Yrd. Doç. Dr. Cüneyt Gökçe tevazuyu anlattigi yazisinda, tevazunun insani yücelten tarafina isaret ediyor ve Haznevi mürsidlerinin basarisindaki sirrin tevazuda sakli oldugunu söylüyor. Prof. Dr. Mehmet Emin Ay, Bursa’nin manevi direklerinden Emir Sultan Hazretlerinin tasavvuf anlayisini ve irsad usûlünü anlatiyor: “Emir Sultan Hazretleri Kur’an ve Sünnet’e bagliligi düstur olarak kabul eden bir mürsiddir. Buhara’da hem babasindan hem diger alimlerden Kur’an ve
Sünnet-i Seniyyeyi tahsil ederek yetismistir. 17 yasina kadar bu tahsilleri almis bir Islam alimidir.”
Sami Bayrakçi imzasini tasiyan yazi ise marifet yolunun yildizlarindan Sühreverdiye tarikatinin kurucusu Sehabeddin Sühreverdi’yi anlatiyor. Prof. Dr. Ali Akpinar Kur’an’dan derslere devam ediyor ve Israilogullarinin düstügü yanlislari madde madde siralayarak Islam ümmetinin bu yanlislara düsmemesi için gerekli ikazlarda bulunuyor.
Yakin dönemin seriat ve tarikat rehberi Seyh Fethullah Verkanisi’yi Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz okura tanitiyor. Yrd. Doç. Dr. Ibrahim Baz, onun seriat ve tarikat anlayisini söyle özetliyor: “Ona göre Naksibendiligin amaci, her türlü taat ve ibadette ihlasi elde etmek ve Sünnet-i seniyyeye tâbi olmaktir. Bunun için en önce bidatlerden uzaklasmak ve gafletten kurtulmak sarttir.”
M. Nezihi Pesen her ay Kirkambar sayfalarinda okuru tasavvuf büyüklerinin meclislerine misafir ediyor, onlarin kalp huzurundan tattiriyor. Kemal Özer ise, fitratin çagrisini yineliyor yazilarinda, bu sayida, ölümcül kimyasallarla temizlik olur mu, sorusuna cevap ariyor.
Ilim ve Irfan dergisi Ailemiz ekiyle birlikte her ay okurlarin gönüllerine misafir olmayi sürdürüyor.