SAADETTIN ACAR | Haziran | 2014 | BASLARKEN
YOLUN ZORLUKLARI VE BIR REHBER IHTIYACI

Dünya hayati bir süs ve eglenceden ibarettir. Bu, Allah’in zaman ve mekani asan büyük kudretiyle takdir ettigi ve bize hatirlattigi bir hakikattir. Bizim bulundugumuz noktadan bu tespiti yapmamiz çok zor oldugu için ve zaman zaman farkina varsak da bunu unutacagimizi bildiginden Allah Teala, bu uyariyi çok sik bir sekilde tekrarlar. Ilahi kitabin birçok yerinde dünyanin bu yönü hatirlatilir insana. Bu uyarinin, dünyanin disinda ve üstünde bir kudret tarafindan çok yogun bir sekilde yapilmasi, aslinda insanin dünyayi fazla ciddiye alacaginin da bir belirtisidir.

Peygamberler de Allah’tan aldiklari direkt emirlerle bu hakikati her firsatta söylemislerdir. Bundan dolayi onlar, öte dünya inancini çok yogun bir sekilde islemis, varlik maceramizin dünyayla sinirli olmadigini anlatip durmuslardir. Ama nisyan/unutkanlikla malul olan insan, tüm bu uyarilara ragmen yine de dünyaya gereginden fazla bir anlam yüklemis, hakketiginden fazla bir kiymet vermistir. Bir gölgelik gibi görmesi gerekirken ebedi kalacakmis gibi hesaplar yapar onun üzerinde. Kendi elleriyle babalarini annelerini topraga vermelerine ragmen bir gün siranin kendilerine gelecegini nedense çok fazla akillarina getirmeden dört elle sarilirlar ona.

Bunun yaninda bir de bu hakikate kulak veren, bunu idrak edip dünyayla temasini bu çerçevede birakanlar var. Onlar, dünyanin faniligini ve aldaticiligini akillarindan asla çikarmaz, ona teslim olmazlar. Ona, bir yolcunun bir dinlenme mekanina baktigi gibi bakar, daima ebedi yurtlarinin özlemini çeker dururlar. Buradaki her seyin bir imtihan vesilesi oldugunu, önemli olanin bu imtihani geçmek oldugunu bilirler. Iste hakiki mürsidler bu kategoriye girer. Onlar, var güçleriyle insana kaçinilmaz son olan ölümü hatirlatir, ama bunun dünya için bir son oldugunu, ebedi hayatin ise bizi ötelerde bekledigini söyler dururlar.

Biz ne zaman dünyayi ciddiye alir, onun lezzetlerinin pesine takilirsak, hakikatle temasini kesmemis olan bu mürsidler bizleri uyarir, o mutlak gerçegi tekrar tekrar bize hatirlatirlar. Dünya öyle ciddiye alinacak bir yer degildir. Onun ugruna gönül kirmaya, insan üzmeye degmez derler bize. Var güçleriyle insanlari bu suur seviyesine yükseltmeye çalisirlar.

Süphesiz bu idrake ermek kolay degil. Öyle olmadigi için de meselemiz çok ciddi. Çünkü selim kalp sahibi olmadan, gönlü dünya pasindan, kirinden temizlemeden bu yüce hakikate ermemize imkan yok. Peki selim kalbe nasil ulasacagiz? Iste bütün mesele bu. Insanin kendi basina kalbini temizleyip arindirmasi mümkün mü peki? Bu da ayri bir soru. Insanin tarihsel macerasi, onun bu meselenin altindan tek basina kalkamayacagini gösteriyor. Bu yolda bir destek gerekir insana. Ona, bunu kavratacak bir rehber, bir kilavuz. Iste onlar, hakikatle temasini kesmemis olan marifet sahibi mürsid-i kâmillerdir. Onlar insana bu yolculukta önderlik eder, tattiklari manevi feyzi onlara da tattirirlar.

Bu ay ki dosyamizin, bu önemli meseleyi anlama noktasinda hepimize yardimci olmasini diliyoruz.

Taziye: Geçtigimiz ay Manisa'nin Soma ilçesinde meydana gelen elim maden faciasinda hayatini kaybeden isçi kardeslerimize Allah'tan (cc) rahmet ve magfiret diliyor, yakinlarina sabri cemil niyaz ediyoruz. Rabbimiz Islam alemini bu tür felaketlerden muhafaza buyursun. Amin.

Muhterem Müslümanlar! Babam Seyh Hazretlerinden duydum, buyurdular ki...

Sözün bu kadar kiymete bindirilmis ve hâlin bu denli degersizlestirilmis olmasi insanoglunun hiç de hayrina olmayan bir durumun habercisidir....

Ilim ve Irfan dergisinin Ekim 2024 sayisi ihlas dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024