Ibadetlerin bir sekli bir de
ruhu yani deruni/iç anlami
vardir. Sirf sekle riayet,
ibadeti anlamsizlastirir. Bu tarihi
süreçte Zahirilik olarak adlandirilan
mezhebin tavridir. Sadece
anlama yogunlasip sekli ihmal
etmek, özü koruyan ve savruklugu
önleyen koruyucu kilifi, kabugu
kaldirmaktir ki bu onu ibadet
olmaktan çikarir. Bir anlamda bedenin
derisini çikarip atmaya benzer.
Bu, tarihi süreçte Batinilik olarak
bilinen düsüncenin tutumudur.
Ibadet sekil ve ruh bütünlügünden
olusan bir ameldir.
Ibadetin ruhu iki noktada ortaya
çikar. Birincisi Allah’a kullugu
göstermektir. Ikincisi de dünyevi
olarak bu yolla kalbin kötülüklerden
arinmasini -takva- ve iyiliklerle
bezenmesini -ihsan- saglamaktir.
Kur’an-i Kerim’de ibadetlerin bu
yönüne güçlü vurgu vardir. Söz
gelimi namazin kötülük ve çirkinliklerden
alikoymasi (Ankebut,
45), zekatin ruhi arinma saglamasi
(Tevbe, 103), orucun takva, ihsan
ve sükür bilincini kazandirmasi
(Bakara, 183; 185), haccin manevi
kirleri temizlemesi ve Allah’in
davetine uyup elest bezminde verilen
söze sadakati göstermesi (Araf,
172; Hac, 29) zikredilebilir.
Yazinin tamami derginin Haziran 2024 sayisinda.