Ibadet bir iletisim dilidir. Yaratici ile kainatin iletisim dili. Rabbimiz bize varlik vererek en büyük lütfu yapmakla kalmamis sonrasinda da kendisiyle sürekli iletisim halinde olabilmemiz için bize ibadetleri bahsetmistir. Fakat burada söyle bir zorluk var. Insanoglu bu dili kendi basina nasil çözebilir? Meshur Hayy bin Yakzan hikayesinde oldugu gibi, evet belki insan disaridan baska bir insan destegi olmaksizin kainatin biricik bir yaraticisi oldugu fikrine ulasabilir. Ancak O’nunla nasil iletisime geçecegini O’ndan gelecek bir talimatname olmaksizin bilemez. Söyle bir durumdadir bu noktada insanoglu: kendisine varlik gibi essiz bir nimet verilmis, o nimetin içine sonsuz çesitlilikte baska baska nimetler takilmis. Insan kendisine ve dis dünyaya baktiginda bu nimetlerin farkina variyor, bu nimetleri kendisine veren yüce bir varlik oldugunu anliyor ve tabii olarak O’na tesekkür etmek istiyor. Sükran ve minnet duygulariyla O’na yönelmek istiyor. O’na kendi acziyeti nispetinde de olsa bir hediye sunmak istiyor. Lakin O’nun neyi sevdigini bilmiyor. O’na nasil hitap edecegini bilmiyor. Çok temel bir insani problemdir bu. Bazan insan-insan iliskilerinde de yasariz bunu malum. “Ne sever ki, ona ne hediye versem?” diye düsünürüz bize emegi geçen bir baska insan için. Iste ibadetler tam burada devreye girer. O’nunla nasil iletisime geçecegimizi dahi bilemeyecegimizi bilen Rabbimiz bize ibadetleri gösterir, bunlar araciligiyla benimle iletisime geçebilirsiniz der.
Yazinin tamami derginin Nisan 2024 sayisinda.