858’de bugün Iran sinirlari içerisinde yer alan Beyza’nin kuzeydogusunda Tur’da dünyaya gelen Hallac-i Mansur, tasavvuf tarihinin en önemli sahsiyetlerinden biridir. Henüz çocukluk çagindayken ünlü kurra hafizlarinin bulundugu Vasit’a gitmis ve burada Kur’an-i Kerim’i Asim kiraatine göre hifzetmistir. Ilk gençlik yillarini da yogun bir dini tahsille geçiren Hallac-i Mansur, hafizligini tamamlandiktan sonra Tüster’e geçmis ve burada iki yil boyunca Sehl bin Abdullah Tüsteri’nin sohbetlerine katilmistir. Burada sufiligin temel prensiplerini ögrendikten sonra Bagdat’a geçerek orada Cüneyd Bagdadi, Amr bin Osman el-Mekki ve Ebü’l-Hüseyin en-Nuri’nin sohbet halkalarina katilmis ve bu isimlerden Amr bin Osman el-Mekki’nin müridi olup ondan hirka giymistir. Basra’ya yeniden ugradiginda Ebu Yakub Akta isimli bir sufinin kizi ile evlenmistir. Asil adi Hüseyin bin Mansur olan Hallac’a; bir rivayete göre babasinin meslegi, baska bir rivayete göre ise gönüllerdeki sirlari pamuk gibi alt-üst etmesi dolayisiyla Hallac unvani verilmistir.
(Yazinin tamami derginin 129. sayisinda.)