“Rabbimiz pesin kulluga veresiye
mükafat vermekten münezzehtir.”
Ibn Ataullah el-Iskenderi Hazretleri
Iskenderi Hazretlerinin Hikem’inde
üzerinde belki en çok durdugu nokta
beklentisizlik hakikatidir. Bu su
demek: maddi ve manevi hiçbir beklenti
içinde olmaksizin yapilacak saf,
ihlasli kulluga erismek. Esasen topyekün
tasavvuf da bu anlama gelir,
Cüneyd Bagdadi Hazretlerinin kelimeleriyle
tasavvuf, “kulun kullugunu
görmemesidir.” Zira kulun kullugunu
görmesi demek, bizatihi bir beklenti
demek olur. Kul, kullugunu görür ise
göstermek ister. En iyi ihtimalle kullugunu
yönelttigi Mabud’una. O’nun
(cc) disindakilere kullugu gösterme
çabasi ise sadedimiz haricinde, kulluk
yarisini daha da alt mertebelerde
birakmak anlamina gelir. Kul, kullugunu
görürse göstermek ister dedik,
gösterince de kullugunu yönelttigi
adresten bir beklenti içine girer. Bu
kimi zaman genislik, ferahlik, musibetlerden
korunma, uzun bir ömür
gibi dünyevi nimetler olabilecegi gibi
kimi zaman çok daha masum karsiliklar
olabilir, örnegin ilim, hikmet
gibi manevi riziklar ya da son tahlilde
cennet gibi dünyevi olmayan nimetler.
Yazinin tamami derginin 124. sayisinda.