
Allah’a güvenmek, O’na (cc)
siginmak ve O’nun (cc),
kulunun her isinde yani
basinda bulundugu,ona
yardim ettigi bilincine varmak Allah’a
olan imanin boyutunu gösteren en
önemli emarelerdendir. Kul, Rabbini
taniyip O’na (cc) yakinlastiginda,
O’na (cc) karsi duydugu güveni artmakta, nihayetinde her isinde O’na
(cc) mutlak surette güven duyabilecek
bir imana ulasmaktadir. Bu imanla
ortaya çikan güven hali, literatürde
tevekkül kavramiyla ifade edilmektedir. Kelime olarak baska birisini vekil
edinmek anlamina gelen tevekkül,
terim anlamiyla kisinin rizkinda ve
her türlü isinde Allah’in, kendisi için
kefil oldugunu bilip sadece O’na (cc)
güvenmesi, O’na (cc) dayanmasi ve
islerini O’na (cc) havale etmesi anlamina gelmektedir.
Allah’a tevekkül etmek, her seyden
önce O’nu (cc) taniyip O’na (cc) gönülden iman etmekle gerçeklesmektedir.
Allah’in her seye gücü ve kuvvetinin
yettigini, lütuf ve ihsanlarinin daima
kullarinin üzerinde oldugunu bilmek
kulun Rabbine karsi güven duymasini
saglamaktadir. Allah’in kudreti bilindiginde, kul artik ne kendisine ne de
baska bir beserin kudretine güvenecektir. Böylece her isin gerçek failinin
Allah Teala oldugu, onun zihin dünyasindaki yerini alacaktir. “Cümle isler
Halik’indir, kul eliyle islenir/ Hakk’in
emri olmaz ise, sanma bir çöp deprenir!”
(Yazinin tamami derginin Agustos, 2022 sayisinda.)