
Halifelerinden Abdülhalik Gücdevani;
mürsidi Yusuf Hemedani’nin
Resulullahin yolundan zerre miktar
ayrilmadigini, sahabe, tabiin, tebe-i
tabiin ve selef-i salihinin yoluna
tâbi olarak yasadigini söylemektedir.
Hemedani, müritlerine, “Hak yol,
Allah Resulünün yoludur. Çünkü O
(sas) söyle buyurmuslardir: Ey Ebu
Hureyre! Insanlara benim yolumu
-sünnetimi- ögret ve sen de amel et
ki kiyamet gününde isik verecek bir
nura kavusasin!” demistir. Müritlerini
Resulullahin yolu üzere olmaya ve
seriatin sinirini zerre bile olsa asmamaya
davet eden Hemedani, onlara
dine aykiri is yapan kimselere da
mani olmayi ögütlemis, bu yönüyle
diger tasavvuf önderlerinde oldugu
gibi emir bi’l-maruf nehiy ani’l-münkeri
tasavvuf anlayisinin temeline
yerlestirmistir. Agzindan çikan her
bir söze dikkat eden ve kalbi mahlukata
karsi muhabbet dolu olan Yusuf
Hemedani, ehl-i kibleyi asla tekfir
etmez, imanin Allah’in bir lütfu oldugunu
söylerdi. Seyh Hemedani, altin
ve gümüs esya kullanmaz, fakirlere
zenginlerden daha çok itibar eder,
odasinda hasir, keçe, ibrik, iki yastik
ve bir tencereden baska bir sey bulundurmazdi.
(Yazinin tamami derginin Temmuz, 2022 sayisinda.)