Nureddin Abdurrahman bin Ahmed
el-Cami, Herat’a yakin Hurdcird
kasabasinda 1414 yilinda dogmustur.
Dogum yeri olan Hurdcird
kasabasi, Cam sehrine bagli oldugu için
buraya nispetle kendisine Cami denmistir.
Babasi Nizameddin Ahmed bin Muhammed,
ilmiye sinifindan olup Herat Nizamiye
medresesinde müderrislik yapmistir. Herat
Nizamiye medresesinde egitim alan Abdurrahman
Cami, Semerkant’a gidip burada
dokuz yil kaldi. Ali Kusçu ile astronomi
çalismalarina katilmistir. Bir yandan ilim
halklarina katilirken, diger yandan tasavvuf
yoluna girip Naksibendiye usulü üzerine
seyr-ü sülûkunu tamamlamistir. Semerkant
dönüsünde Naksibendiye seyhlerinden
Sadeddin Kasgari’ye intisap etmistir. Sadeddin
Kasgari, Naksibendiye’nin Herat’ta
yayilmasinda öncü rol oynamistir. Hankah
yasamini tercih etmeyerek Medrese-i
Giyasiye’de kalan ve çok sayidaki müridiyle
medresenin yanindaki Mescid-i Cami’de
bulusan Sadedin Kasgari’nin en basta gelen
müridi Abdurrahman Cami idi. Abdurrahman
Molla Cami’nin kendi mürit halkasina
girisini seyhi Kasgari, Ilahi bir ihsan olarak
nitelemistir. Zira Molla Cami’nin Herat’in
ilmi ve siyasi hayatindaki sayginligi, bu
sehirde Naksibendiye’nin tesirini artirmistir.
Hilafet makamini elde etmesine ragmen
Molla Cami, seyhi Kasgari’nin 1456’da vefati
üzerine Naksibendiye’nin Herat’taki seyhligi
vazifesini dergah arkadasi Mevlana
Semseddin Ruci’ye birakmis; kendisi bir
diger Naksi seyhi Hace Ubeydullah Ahrar’a
intisap etmistir. Bu özelligi nedeniyle Molla
Cami Naksibendiye’nin iki ayri kolunu
uhdesinde birlestiren isim olmustur.
Naksibendiye tarikati üzerine manevi gelisimini
sürdüren Molla Cami, bir taraftan da
Muhyiddin bin Arabi ve Ibnü’l-Fariz gibi
Ekberiye gelenegi mensuplarinin eserlerini
mütalaa edip görüslerini benimsemistir.
1472 yilinda hac vazifesini ifa eden Molla
Cami, Sultan Hüseyin Baykara’nin kendisi
için yaptirdigi medresede Arap dili ve edebiyati,
hadis ve tefsir dersleri okutmustur.
1492 yilinda Herat’ta vefat etmistir.