Dünyamiz, insanin dünyasi ile sinirlidir.
Bu dünyada ise birey olarak her
birimizin bilgisi daha da az bir yer
tutar. Bu bilgiyi birbirimizle paylasir
ve bilginin soyut ve somut olarak
dolasima, paylasima çiktigi kültürü
olustururuz ki birey olarak yapamadigimizi
kolektif olarak yapabilelim.
Bir araya gelerek, perspektiflerimizi
birlestirerek resmin asla uygunlugunu
dakiklestirmeye, inceltmeye
çalisiriz. Bu birlikte çalisma, bir
kolektif dünya resmi ortaya koyma
da kültürün içinde insanlar arasi ben
ve sen iliskisinde, birbirini anlamayi/
anlasmayi gerektirir. Anlamak -irfan
yukarida bahsettigimiz nesnelestirerek
bilmekten -ilim- baska tür bir
bilme tarzidir. Ilimde özne-nesne irtibati
söz konusudur, nesne pasiftir, biz
onu karsimiza alir ve inceleriz, ancak
anlamak -irfan-, özne-özne irtibatidir,
karsimizdaki bir nesne degildir, pasif
degildir, kendini gizler veya kendini
ifsa eder, onu bilmek için zorlayamayiz
ancak kendisi olmaya, kendini
ifadeye birakabilir ve dinleriz. Bu dinleme
esnasinda kendimizden çikariz,
onun ayakkabilarini giyeriz, o oluruz.
Dünyaya bir süre için onun gözleriyle
bakar, onun hisleriyle hemhal
olur, onun düsünceleriyle düsünür ve
dünyayi onun durdugu perspektiften
yeniden kavrariz. Insan bu kendinden
çikma sayesinde ötekine varir. (Kanaatimizce
Tevrat’ta anlatilan Misir’dan
çikis; Kur’an’da hicret sembolü bu,
kendinden, alisageldigi seylerden,
yurdundan çikma ve çöle, bilinmeyene,
yabanciya, atilmayi sembolize
eder. Tasavvufta ise zühd, terk, fena
gibi kavramlar altinda yapilmaya
çalisilan sey temelde bulunulan hali,
mevcut benlik durumunu, alisilmisi
birakmak anlamina gelir ki, bizim
ötekini anlamaya çalismamiz bu benligi
terk durumu olmadan söz konusu
olamaz.) Bir an için de olsa o olur.
Sonra ondayken edindigi tecrübeyle
kendine geri döner. Artik kendilik ilk
halinden baskalasmis, yeni bir bene
dönüsmüstür. Felsefe bu hemhal olarak
anlamayi sadece insanlar arasi
zeminde tanimlamaktadir. Yani, mistik
yaklasimlarin, sari çiçekle, turna
kusuyla konusmasi, hemhal olmasi
biçimindeki irfan, felsefe zemininde
tanimli degildir. Ancak insani anlamak
da küçümsenemez. Bu alanda
çok basarili olamadigimiz da ortadadir.
Irfani anlamda her yeni anlama,
insani büyütür. Bu sadece bilgi için
degil, sevgi için de söz konusudur.
Zihin her kendinden çikip ötekiyle
hemhal olup ona dönüstügünde baska
bir var olus imkanina kavusur, geri
döndügünde ise mitolojik bir yolculuktan
evine geri dönmüs masal
kahramanlarinin anlattigi bir dönüsüm
geçirmis olur.