Müslümanlarin kendi aralarindaki çekismeler ve iktidar mücadeleleri neticesinde olusan kanli çatismalara tepki mahiyetinde uzlete çekilen sahabiler oldugu gibi bunun disinda bazen ömrünün son zamanlarini inzivaya çekilerek geçiren, bazen de daha iyi ibadet etme arzusuyla dünyaya karsi zahidane bir tavir sergilemek amaciyla uzlete çekilerek toplumdan uzaklasan sahabilerin bulundugu da görülmektedir. Burada hemen su hususu ifade etmemiz gerekmektedir ki sahabilerin hayatlari incelendiginde, bilebildigimiz kadariyla mutlak anlamda ömrünün tamamini uzlet üzere geçiren sahabilere pek rastlanmamaktadir. Bunda Hazret-i Peygamberin uzleti tasvip etmeyen hadislerinin etkisi büyüktür.
Sözgelimi Ebu Ümame el-Bahili’nin rivayet ettigine göre, Hazret-i Peygamber ile birlikte çiktiklari bir seferde sahabilerden biri yol üzerindeki magaraya girer ve orada bir miktar su ve biraz azik görür. Vaziyet o ki burada birileri uzlete çekilmistir. Bu sahabi, magaranin sahibine imrenerek kendisi de burada kalip inzivaya çekilmeyi arzular ve Hazret-i Peygamberden izin ister.
Hazret-i Peygamber ise, “Ben ne Yahudilik ne de Hiristiyanlikla gönderildim. Ben, ancak hanif ve kolay olan bir dinle gönderildim. Muhammed’in varligini elinde tutan Allah’a yemin olsun ki, Allah yolunda sabah ya da aksam vakti çikilacak bir yolculuk, dünya ve dünyadaki her seyden daha hayirlidir. Müslümanlar arasinda yer almaniz, tek basiniza uzlette kalacaginiz altmis senelik namazdan daha hayirlidir.” buyurarak uzlete çekilme istegini onaylamaz. (Ibn Hanbel, Müsned, 26/623)