Ilim ve irfanla çepeçevre kusatilmis bir diyarda, Kur’an, zikir ve evradin çagladigi bir evde, 1949 yilinda mübarek bir çocuk gözlerini dünyaya açar. Hazret-i Peygamberin sancagini zirveye tasima ve nebevi çagrinin takipçisi olma niyaziyla ismi, dedesi, Seyh Ahmed Haznevi tarafindan konur: Muhammed!
Manevi huzurun hakim oldugu Telmaruf’ta; ilim ve zikir sedalari arasinda dünyaya gelen Seyh Muhammed Haznevi, küçük yaslardan itibaren kendisini ilim ve sohbet halkalari arasinda bulur ve cennet misal bu ortamda ilim, hilim ve huzurla büyür.
Kisa sürede; medreseyi evirip çeviren babasi Seyh Izzeddin Hazretlerinin en gözde talebesi olma serefine hakkiyla nail olur. Babasi, -edep ve hürmet yüklü- bu basariyi karsiliksiz birakmaz adeta üzerine titrer. Hem ilim hem de irfan yolunda ona gözü gibi bakar adeta bir gül gibi yetistirir.
Baba ve amcalarinin yani sira Mustafa Buga gibi bölgenin önemli alimlerinden de zahiri ilimleri almis; babasinin ve hocalarinin hakli ilgi ve iltifatina mazhar olmustur. Mustafa Buga, Seyh Arabi Kabbani ve Vehbe Zuhayli gibi bilinen taninan ulema, Seyh Muhammed Haznevi’nin ilmi yönüne vurgulu bir tarzda dikkat çekmisler ve olaganüstü bir sekilde takdir etmislerdir.
(Yazinin tamami derginin Ekim, 2020 sayisinda.)