Tüm servetini Allah yolunda harcayip eski
elbiseler giydigi için Zü’l-hilal; çok sefkatli ve
merhametli oldugu için Evvah; Miraç basta
olmak üzere Islam’da gaybla ilgili bütün haberleri hiç
tereddütsüz kabul ettigi için Siddik diye anilan beyaz
yüzlü, zayif, dogan burunlu, sakallarini kina ve çivit
otuyla boyayan, gözü yasli, gönlü hüzünlü, ses tonu
son derece tatli, kendisiyle her insanin dost olmak
istedigi asil ruhlu bir insan Hazret-i Ebubekir. Hazret-i
Hatice’den (r.anha) sonra ilk mü’min, asere-i mübesserenin
basi, ilk halife, ikinin ikincisi, Sevgili’nin (sas)
ifadesiyle, “Bu ümmetin en hayirlisi.”
Fil vak’asindan üç yil sonra Mekke’de dogdu. Babasi
Ebu Kuhafe, annesi Ümmü’l-Hayr, kabilesi ise Teym
ogullari. Abdü’l-Kabe/Kabe’nin kulu adiyla taninmis
ancak Resul-i Ekrem ona Abdullah ismini vermis.
Kabe’ye adanmis, ahlaki güzel, soyu tertemiz, azat edilmis
manasinda sifati Atik. Soyu dedelerinden Mürre bin
Kab’da Resulullahin nesebiyle birlesiyor. Kureyslilerin
nesep ilminde bilgisine en çok güvendigi kisi Hazret-i
Ebubekir (ra).
Peygamberimizin yirmi yasinda yer aldigi Hilfu’lfudul,
faziletli kisilerin yemini anlamina gelir. Teym
ogullari bu adli kurulusun ev sahibi ve tabii üyesidir.
Kurulusun gayesi gerek yerelden gerekse disaridan
gelip magdur edilen ticaret ehli halkin Mekke’deki
haksizligini ortadan kaldirmaktir. Hazret-i Ebubekir,
bu heyette Cahiliye döneminde kan diyeti -esnak- ile
mallardan dogan zarar ve ziyanin -hamale- görüsülüp
karara baglanmasindan sorumludur. Efendimizden iki
yas küçük oldugu dikkate alinirsa Hazret-i Ebubekir,
burada görevlendirildiginde henüz on sekizindedir.
(Yazinin tamami derginin Haziran sayisinda.)