Allah Teala tarafindan, insanlik âleminin
belki de tarihte benzerine rastlamadigi bir
salgin ile tedib edildigi bir zaman diliminde,
rahmet ve magfiret ayi olan Ramazan ayini idrak
ediyoruz. Bu Ramazan’in diger Ramazanlardan çok
farkli oldugu izahtan varestedir. Zira âlem-i Islam,
diger Ramazanlarda içerisinde buldugu birçok manevi
güzellikten bu sefer mahrum kalmistir. Müslümanlar
bu Ramazan’da diger Ramazanlarda oldugu gibi büyük
bir heyecanla camilere kosup teravih namazlarini
kilamayacak, birbirlerini iftara davet edip Ramazan’in
feyzini beraberce soluyamayacaklardir.
Müslümanlarin, “Basiniza gelen her musibet kendi
yapip ettikleriniz yüzündendir.” (Sura 30) ve “Insanlarin
kendi isledikleri kötülükler sebebiyle karada ve denizde
bozulma ortaya çikmistir.” (Rum, 41) Ilahi fermanindan
hareketle bu hadise ve bu hadisenin neticesi olan
Ramazan ayinda camiden, cemaatten, teravihten ve nice
güzel hasletten uzaklasmis olmalarinin sebepleri üzerinde
düsünmeleri, tefekküre dalmalari icap edecektir.
Çünkü mü’min hiçbir ayrintiyi es geçme sansina sahip
degildir. Zira onu, dünyada olup biten her olay yakindan
ilgilendirmektedir. Bunun sebebi ise, onun Allah’in
yeryüzündeki halifesi olmasidir. Mü’min halifelik
misyonunu üstlenmis oldugu için, yeryüzünde çikan
problemlerin karsisinda niçin ve neden gibi sorularini
kendisine sorma durumundadir.
(Yazinin tamami derginin MAYIS, 2020 sayisinda, sayi: 93)