KUTBEDDIN AKYÜZ | Mart | 2020 | KÖSELER | Okunma: 905
Ömrünü Islami ögretilerin nesrine adamis büyük mutasavvif, fakih Seyh Ahmed Haznevi (ks) 1887 yilinda Suriye’nin kuzeyinde yer alan Haseke ilinin Kamisli ilçesine bagli Hazne köyünde dünyaya gelmistir. Dogdugu yere nispetle kendisine Haznevi nispesi verilmistir. Babasi Molla Murat Efendi çevresinde ilmi ve irfaniyla taninan, Hazne köyünün imam-hatiplik vazifesini deruhte eden bir kimse idi. Henüz iki yasindayken kaybetmis oldugu annesi Amine Hatun ise keremi ve takvasiyla söhret bulmus bir hanimefendi idi. Seyh Ahmed Haznevi (ks) daha çok küçük yaslardan itibaren babasinin yönlendirmesi neticesinde ilim tahsiline baslamis ve medrese müfredatinda mevcut olan temel eserleri bizzat babasindan tahsil etmistir. Babasi, onun çocuklugundan itibaren -ilme ve takvaya istidadi açisindan- akranlarindan farkli oldugunu görünce oglu Ahmed’in terbiyesi konusunda hassas davranmaya baslamis, konusma ve hareketlerinden yiyip içtigi seylere kadar her türlü adimini kontrolü altinda tutmustur. Sayet Allah’in razi olmadigi bir davranis ondan zuhur ederse, aninda onu tedib etme geregi duymus ve onu bu konuda ciddi bir disipline tâbi kilmistir. Özellikle Haznevi mesayih-i kiramindan olan Seyh Ahmed’in oglu Seyh Izzeddin Hazretlerinin (v. 1992) onun hakkinda naklettigi su anekdot da bunu göstermektedir: “Seyh Ahmed’in çocukluk arkadaslarindan ve ayni zamanda kapi komsularindan olan bir sahis, aradan uzun yillar geçtikten sonra Seyh Ahmed’in bir irsad seyahati esnasinda kendisiyle karsilasir; ilmini, irfanini ve halkin kendisine olan teveccühünü görünce Seyh Ahmed’e su sözleri söylemekten kendini alikoyamaz: Durum neden böyle olmasin ki, hatirlar misin, biz çocukken Hristiyanlarin bir bayram gününde, beraberce köyümüzde oturan bazi Hristiyanlarin evine gitmistik ve onlar da bize, kendilerine has olan bir kek türünden ikram etmislerdi. O kek domuz yagiyla yapilirdi. Kekleri alip her ikimiz de evlerimize gidince benim babam o kekleri gördügünde çok mutlu olmus ve ailece onlardan yememizi saglamisti. Halbuki senin baban o kekleri agzinda görünce hemen seni avluya çikarmis ve parmagini küçük diline bastirarak sana istifra ettirmisti. Hatta bununla da yetinmemis, her tarafini bir defasi toprakla olmak üzere yedi defa suyla yikamisti. (Safii mezhebinde köpek ve domuz necasetinden temizlik bu yöntemle olabilmektedir.) Iste bugün görmekteyiz ki babalarimizin o farkli tutumlari, böylesi birbirinden farkli olan iki ayri profilin ortaya çikmasina yol açmistir. Sen o terbiye sayesinde böyle büyük bir zat olmusken, ben ise siradan, avam tabakasindan bir insan olarak yasamimi sürdürmekteyim.”
Bu hadise de göstermektedir ki, Seyh Ahmed’in küçüklügünden itibaren terbiyesi üzerinde durulmus olmasi, onun ileride insanlari irsad makamina geçmesine zemin hazirlamistir.
Seyh Ahmed Haznevi 1903 yilinda babasini kaybettikten sonra ilim tahsili için ilk basta kendi bölgesinde bulunan alimlerden istifade etmis, daha sonra ise Diyarbakir/Silvan’da mukim olan Molla Hüseyin Küçük Efendinin (v. 1955) medresesine gitmistir. Orada usulüne göre medrese tahsilini ikmal eyledikten sonra, ilmi icazetini Küçük Efendiden almistir.

(Yazinin tamami derginin 91. sayisinda)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024