Tatli dil yilani deliginden
çikarir derken ecdadimiz,
en inatçi kimseye karsi
gönül alici kelimeler kullanmayi
ögütlemektedir. Anlayissiz, edepsiz,
kaba ve agzi bozuk, zarafet
yoksunu biriyle muhatap olunca,
onun yaptigini yapmak sadece seviyesine
inmektir. Zira insani ele veren
dilidir. Onu kemal mertebesine yükselten
ise ahlakidir.
Peygamberim Efendimiz, “Rifktan
-zarafetten- mahrum olan, hayirdan
da mahrum olur.” (Müslim,
Birr, 78) buyururken ayni zamanda
mü’minin ahlak güzelligini ortaya
koyan ilkeyi bize vermektedir.
Gerek sözüyle gerekse tavir ve davranislariyla
kirici olmamak en çok
Müslümana yarasir. Efendimiz
Aleyhisselam bal arisini örnek
vererek mü’mini söyle tarif eder:
“Mü’min bal arisi gibidir. Temiz
olani yer, temiz olani -bali- üretir,
bir çiçege kondugunda onu kirip
bozmaz.” (Ahmed bin Hanbel,
el-Müsned, II, 199)
Edebe aykiri ve çirkin konusmak
Efendimizin (sas) sünnetinde görülen,
sahabe neslinde ve sonraki
salih mü’minlerde sahit olunan
bir husus degildir. Peygamberimiz
(sas), “Kiyamet günü mü’minin
terazisinde güzel ahlaktan daha agir
bir sey yoktur. Allah Teala, çirkin
konusan ve ne konustugunu bilmeyenlerden
nefret eder.” (Tirmizi,
Birr, 61) buyurmak suretiyle çirkin
ve edebe muhalif konusmanin
mü’minin edep ve hayasi ile bagdasmayacagini
vurgulamistir. Bir baska
hadis söyledir: “Haya imandandir,
imanin yeri ise cennettir. Kötü
konusmak kabaliktandir. Kabalik,
insanlari incitmek ise cehennemdedir.”
(Tirmizi, Birr, 65; Ibn Mace,
Zühd, 17) Dolayisiyla mü’minin
ahlakini ortaya çikartan temel ilke
Hazret-i Peygamberin lisaninda
bellidir: “Mü’min hakaret edip kötü
söz söyleyen, lanet eden, fuhus sözler
sarf eden ve çirkin sözler söyleyen
-küfürbaz, agzi bozuk- biri degildir.”
(Tirmizi, Birr, 48)
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan'in 76. sayisinda.)