Allah dostunun nefesleriyle dalgalandi Osmanli’nin Islam sancagi. Varip can oldular yerlestikleri topraklara. Allah adin üflediler bütün gördüklerine. Askla ve muhabbetle. Baktilar ve gördüler. Gördüler ve söylediler. Söylediler can-i gönülden yani kopkoyu bir sevgiyle. Tekke, dergah insa ettiler. Orada her geleni, yolu düseni, yola düseni, düseni, sahipsiz ve miskini misafir ettiler. Isittilar gönülleri. Çorba sundular. Kalplerinde yetisip oradan taptaze bir madenden bas verip gün yüzüne çikan riziklardan sundular. Bazen de kendileri sustu göz ve gönülleri konustu sadece. Balkan topraklarini böyle böyle Islam diyari eylediler. Darü’l-Islam oldu oralar. Tekkeler ücradaydilar bazen. Bazen sehirlerin tam ortasinda. Mostar’da, Travnik’te, Ohri’de, Prizren’de, Üsküp’te, Kalkandelen’de ve daha nice sehir ve köyde, dagda ve kasabada insanlari ta gönüllerinden yakaladilar. Yakalayip sarstilar. Sarsip kendilerine getirdiler. Fitratlariyla aralarindaki Hristiyani ve küfrani duvarlari yiktilar. Duyup sarsildikça Islam oldu topluluklar. Bogomiller. Ortodoks topluluklar. Rumlar, Bulgarlar, Sirplar, Hirvatlar ve daha baska milletler.
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan'in Kasim sayisinda, sayi: 75)