Imkanlari oldugu halde Tebük seferinden geri kalan o üç kisiyi düsündüm. Bag ve bahçelerini düsünüp cihada gitmeyen bu üç kisi diger geri kalanlar gibi kimi yalanlar, mazeretler üretmemis, hatali davrandiklarini kabul etmisler ve önce Allah’tan, sonra Resul-i Zisan Efendimizden özür dilemislerdi. Efendimiz (sas) onlari tecrit etti. Arkadaslari selami kesti. Aileleri onlardan geri durdu. Vicdanlariyla bas basa kaldilar. Acaba kim bu tecride sabredecek? Acaba kime için¬deki bagislanma istegi bu tecritten daha büyük sanci verecek? Büyük bir sinav verdiler. Ve nihayet elli gün sonra kutlu bir müjdeyle sereflendiler. Onlarla ilgili gelen ayet bize tevbenin muhtevasini da açikliyor. Yani tevbeye muhtaç olan bizlerin nasil bir hali kusanmamiz gerektigini.
“Allah, hani su tevbeleri -Allah’in emri gelene kadar- geri birakilan üç kisinin de tevbesini kabul etti. Bütün genisligine ragmen yeryüzü onlara dar gelmis, vic¬danlari kendilerini iyice sikistirmisti. Nihayet Allah’tan baska siginilacak kimse olmadigini anlamislardi. Eski hallerine dönmeleri için Allah onlarin tevbelerini kabul etti. Çünkü Allah tevbeleri kabul edici ve bagislayicidir.”
Demek pismanligin da ölçüleri var. Kabul edilecek bir pismanligin. Demek sözle, Allah’im, pismanligimi sana arz ediyorum, demek yetmiyor. Eger yaptigimiz hata¬dan dolayi yeryüzü bize dar gelmiyor, vicdanimiz bizi iyice sikistirmiyorsa, Allah’tan baska gidecek baska kapimiz olmadigini, yegane siginagin O (cc) oldugunu anlamamissak dilimizle yaptigimiz her istigfar o günaha yeniden düsecegimizin isaretidir. Nice günahlar var ki dille hiç pismanligi dile getirilmedigi halde affedilmistir. Nice günahlar da sayfalar dolusu tevbeye ve sözlere ragmen bagislanma karsiligi bulmamistir. Çünkü tevbenin asil göstergesi iç yanginidir. Nefessiz kalmaktir. Yapilan günahtan yilandan, çiyandan korkuldugu kadar korkmak; her türlü pislikten igrenildigi kadar igrenmektir. Meshur duadir: Allah’im günahlari bana çirkin göster. Çünkü seytanin ve seytanlasmis insanlarin asil meslegi günahi güzel ve sirin gösterme maharetidir.
(Yazinin devami derginin Mayis sayisinda, 57. sayi)