Allah Teala’ya ve O’nun (cc) kelami olan Kur’an’a, evi olan camilere, mescitlere, Hazret-i Peygambere karsi edepli ve say¬gili olmanin lüzumundan bahseden sufiler, abdest almanin, namaz kilmanin, oruç tutmanin, hacca ve umreye gitmenin, zekat ve sadaka vermenin, dua ve zikrin edebinden de önemle bahsederler. (Serrac, s. 194-282; Baherzi, Evradü’l-Ahbab ve Fususü’l-Adab, 48-138)
Sufiler yeme ve içmenin, sofrada toplu olarak yemek yemenin, ziyafet vermenin ve davetlere gitmenin, sefer ve seyahatin, giyinmenin ve kusanmanin, çalismanin ve kazanmanin, dinlenmenin ve uyumanin, evlenmenin ve yuva kurmanin, hasta ziyaretinin, arkadasligin ve dostlugun, sema etmenin, ilim meclislerinde ve sohbet toplantilarinda bulunmanin, can çekisme ve vefat etme halinin edebinden de bahsederler. Sufi hayatinin bütün fiil, hareket, söz ve halleri belli bir edebe baglanmistir. Son nefesini verene kadar sufinin hayati edeptir.
Sufiler arasinda uygulanagelen edepler bazi durum¬larda sufiden sufiye, tarikattan tarikata, zamana ve mekana, ihtiyaca ve durumun icabina göre farklilik gösterebilir ama edebin ortak noktalari da çoktur.
Serrac’a göre insanlar edep konusunda üçe ayrilir: Dünya ehlinin edebi, yerinde ve güzel konusmak, bilgili ve kültürlü olmak; dindarlarin edebi, nefsi terbiye, organlari düzgün hale getirmek, haddini bilmek, keyfine göre davranmamak; özel mü’minlerin edebi, kalp temizligi, iç âlemde olup bitenleri gözetleme, ahde bagli kalma, vakti degerlendirme, zihne gelen ve giden seylere fazla iltifat etmeme, talep halinde, huzurda ve Hakk’a yakinlik durumunda güzel edep üzere bulunma.
Sufilere göre, sülûkün basinda veya ortasinda veyahut nihayetinde bulunanlarin gözetmeleri gereken edepler farkli oldugu gibi seyhlerin riayet etmeleri gereken edepler de müritlerin gözetmeleri gereken edeplerden az çok farkli olabilir. Ayni sekilde bir seyhin riayet ettigi edepler diger bir seyhin riayet ettigi edeplerden farkli olabilir. Bu da adap ve erkanin, usul ve tarikin ortak noktalari bulundugu gibi degisen farkli noktalarinin da bulundugunu göstermesi bakimindan önemlidir. Ser-i serife ve Sünnet-i seniyyeye muhalif olmadigi sürece mesayih ve dervisler farkli mesleklere ve mesreplere saygi gösterdikleri gibi adap ve erkanin da farkli olmasini hosgörüyle karsilar, bu farkliligi mesele haline getirmezler.
(Yazinin tamami derginin Kasim, 2016; 51. sayisinda.)