YRD. DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ | Nisan |
2016 |
KÖSELER
| Okunma: 1428
Namaz ibadeti, hac ve zekatta oldugu gibi mali sart yahut oruçta oldugu gibi sihhat sarti aranmaksizin bütün akil sahibi Müslümanlara farzdir. Üstelik diger ibadetler yilda veya ömürde belirli zamanlarda yapilirken namaz, akil-balig olduktan sonra hayatin sonuna kadar hem de her gün bes vakit olmak üzere eda edilen en temel ibadettir.
Iste bu yönüyle, namaz dinin diregidir. Bir Müslümanin Islam ile irtibatini canli ve sürekli tutan namazdir. Namaz, ibadetlerin özü ve özetidir. Bu nedenledir ki birçok ayet-i kerime ve hadis-i serifte namazin önemine ve keyfiyetine vurgu yapilmistir.
Allah (cc) bazi namaz kilanlar için söyle buyurur: “O namaz kilanlara yaziklar olsun ki onlar namazlarindan gafildirler ve onlar gösterisçidirler.” (Maun, 4-6) Namazdan gafil olmak, onun önemini, gayesini ve vaktini bilmemektir. Gösterisçi yani riyakar olmak ise namazi daha ziyade taninmak veya bir çikar saglamak için kilmaktir. Hazret-i Peygamber namazin keyfiyetine dair söyle buyurur: Bir gün yaninda hirsizliktan konusulmustu. O (sas), sordu, "Hirsizligin hangi çesidi daha çirkindir?" Sahabeler, “Allah ve Resulü daha iyi bilir.” diye cevap verdiler. Peygamberimiz söyle buyurdu, “Hirsizligin en çirkini kulun namazdan çaldigidir.” Sahabeler, “Kisi namazdan nasil çalar?” dediler. Allah Resulü de, “Rükuunu, secdesini, husu ve kiraatini eksik yapmak, tamamlamamak suretiyle.” buyurdu. (Darimi, Salat, 78)
Hayatlarinin her aninda ve alaninda Allah Resulü'nü örnek almaya çalisan sufiler, namaz ibadetine büyük hassasiyet göstermisler, farz namazlar yaninda Hazret-i Peygamberin nafile olarak kildigi ve tavsiye ettigi namazlari da seyr u sülûk açisindan birer asama ve makam olarak görmüslerdir. Özellikle gece namazlarini salikleri olduran ve dirilten bir soluk olarak kabul etmislerdir.
Manevi seyir var
Sufiler, kullugu izhar etmede, en fazla özeni namaza göstermislerdir. Namaz anlamina gelen salat kelimesi Sühreverdi'ye göre ates anlamina gelen salla kökünden türemistir. Ona göre egri bir odun nasil ki atese tutularak isitilmak suretiyle dogrultulursa, namaz da insanin emmare nefsinden kaynaklanan egriliklerinin düzeltilmesine ve bir istikamet bulmasina yardimci olur. Namaz atesiyle egrilikleri düzelen kisi, atese maruz kalmaz.
Namaz, varlik iddiasinda bulunan bedenin, Allah’in azameti karsisinda kiyam etmeye takatinin kalmayarak fena mertebesi olan secdeye dogru bir seyridir. Bedenen yapilan bu seyrden beklenen ise manen bu seyri yasamak, faniligin suur, bilinç ve hissiyati içerisinde her an ve mekanda ihsan makaminda bulunmaktir.
Âsiklar namazlarini yalniz talep edildigi için degil, talep edene yaklastirdigi, O'nun (cc) huzurunda bulunmanin hazzini ve sevincini yasattigi, süfli olandan miraç gibi yücelere uruc ettirdigi için kilarlar. Onu bir göz nuru bilir ve gözlerini hep bir sonraki namaz için mescitlere dikerler. Iste bu hissiyat ile kilindiginda namaz ikame edilmis olur ki, bundan kasit namazin zahiri ve batini bütün erkanina uymaktir.
Zahiri ve batini sartlarina riayet
Namazin zahiri farzlari ve erkani oldugu gibi manevi farzlari ve erkani da vardir. Namazin zahiri sartlari, disaridan bakanlar için kisinin namazda olduguna delalet eder. Ancak Allah zahire bakmaz. Esasinda zahiri farzlar, manevi farzlarin birer sembolü hükmündedir. Manevi farzlari ihmal ederek veya önemsemeyerek zahiri farzlar yerine getirilmis olsa da bu namazda bir eksiklik vardir. Buna mukabil, manevi farzlari yerine getirip zahiri farzlari ihmal etmek de olmaz. Iste bu nedenle sufiler, namazi ikame etmek için bütün sartlarina riayet etmeye çalismislar hatta abdest, ezan ve kamet ile namazi bir bütün olarak degerlendirmislerdir.
Namaza baslamadan önce okunan ezan ve kamet esnasinda haydin namaza davetine icabet eden kisiler, bu davetin Allah’in huzuruna davet oldugunu bilmeden, düsünmeden ve hissetmeden namaz kilmaya kalkistiklarinda hal üzere degil kâl üzere kilarlar namazlarini. Bedenleri yatar kalkar ama kalpleri ürpermez. Bedenleri sabit kalir ama düsünceleri âlemler dolasir.
(Yazinin tamami Ilim ve Irfan dergisi Nisan (2016) sayisinda.)