ILIM VE IRFAN | Mayıs | 2024 | DIGER YAZILAR | Okunma: 196
EL-KERIM (cc)
AHMET EDIP BASARAN

Insanlarin yapilan iyiliklerle öldürüldügü zamanlardan geçiyoruz. Iyilik ve yardim, bir insana kötülük olarak dönebilir mi? Eger iyilik yapan, yaptigi iyiligin kök anlamindan ve Ilahi dayanagindan yoksunsa evet iyilik bir kötülük sebekesine dönüsebilir. Iyiligin bile kibre, büyüklenmeye dönüsebildigi insan psikolojisinde kelimelerin, kavramlarin soluk alip verdigi anlam/deger dünyasi isbu sebeple çok önemlidir. Çünkü insan nefsinden konusursa seytana, kalbinden konusursa Allah’a hizmet eder. Iyilik ve yardim namina canlilara gösterdigimiz bütün izzet ve ikramin temelinde, O’na ve O’nun bahsettigi sayisiz ve sonsuz nimetlere duyulan hamd ve sükür niyazi olmalidir. Hamd ve sükür bir mü’minin besmelesidir. Bunlar varsa orada iman ve imkan vardir. Hamd ve sükür yoksa insan isyanin ve inkarin batakliginda ömür sermayesini har vurup harman savurur. Allah korusun!

HASSAN BIN SABIT (ra)
DOÇ. DR. IBRAHIM TOZLU

Hem Cahiliye hem de Islam sairlerinin en taninmisi, siirleriyle halka liderlik eden sahsiyet, Hazret-i Peygamberin emriyle Mescid-i Nebevi’de adina kürsü tahsis edilen mümtaz sahabi, Islam’a girmekle Allah’in kutlu elçisini her zaman ve zeminde savunan, din düsmanlarinin her türlü tehditlerine meydan okuyan, mü’minlerin güvencesi, mersiyeler üstadi, Resulullah’in övgüsüne mazhar gözbebegi, cömertlik nisanesi, yasadigi asrin sairi, muhadram, Peygamber Sairi (Sairü’n- Nebi) vasfiyla meshur sairlerin sultani, lisaniyla etkili keskin kiliç sahibi (Ebu’l-Hüsam), yigit savasçi (Ebu’l-Mudarrib) Hassan bin Sabit Hazretleri, Medine’de Rahmet Elçisi’ni tanidiginda altmis yaslarinda bulunuyordu.
Hassan bin Sabit (ra), Cahiliye döneminin bedevilerine inat kabilesinin degerlerini muhafaza eden çok ayricalikli bir sairdi. Ilerlemis yasina ragmen gönül dünyasini siirlerinde ilmek ilmek dokuyan gönül insaniydi. Her sikintiyi siir diliyle anlatabilen muazzam bir yetenekti. Bu haliyle düsmanlarin korkulu rüyasiydi. Dönemin en etkili insaniydi. Dostlarina güvence veren, hasimlarina ise korku salan maharetiyle meshurdu.

GÖZÜMÜZÜN GÖRDÜKLERI VEYA GÖREMEDIGI
DR. ABDULLAH TAHA ORHAN

Dünya imtihan yurdu. Burada pek çok sekilde sinaniriz. Belalar, musibetler, hastaliklar, nefs ve seytan… Fakat her imtihani atlattigimizda görürüz ki aslinda ondan çok daha büyük baska baska imtihanlar da varmis dünyada. Bunu görmek bizi biraz rahatlatir, teselli verir yüregimize. Mesela hasta oldugumuzda bizden çok daha zorlu hastaliklara tutulmus insanlari görürüz, demek ki bundan daha zor imtihanlar da varmis der, halimize sükrederiz. Bir sevdigimizi kaybettigimizde çok daha fazla sevdigini bir anda kaybeden ya da bizimkinden daha kötü bir sekilde, feci bir kazayla hayatlarini kaybeden insanlar da oldugunu görür, halimize sükrederiz. Maddi sikintida oldugumuzda, bizden çok daha fakir ve zor sartlar altinda yasayan insanlarin farkina varir, sükrederiz. Hayatin rutin akisi bizi bogdugunda bu rutini çoktan kaybetmis ve günlük gidasini dahi alamayan, üstelik güvenlik endisesi tasiyan, savas sartlarinda yasayan yüzbinlerce insan oldugunu hatirlar, sükrederiz. Bu sükürlerin yani sira bizden daha çetin imtihanlara tâbi tutuldugunu gördügümüz kardeslerimiz için de dua eder, elimizden dilimizden ya da kalbimizden ne kadarini becerebiliyorsak o kadar destek olmaya çalisiriz.

ALLAH GÜZELDIR, GÜZELLIGI SEVER
DR. MERVE SAÇLI

“Güzel nedir?” veya “Ne degildir?” sorusu yüzyillardir tartisilagelmisse de kesin olan bir sey varsa sudur ki güzellik sadece sanatin ya da felsefenin konusu degildir. Güzellik veya bir diger tabirle estetik, kainatin ve içindekilerin yaratilisini, isleyisini idrake niyet etmis her zihnin adresi olmaya aday bir konudur. Buradan yola çikacak olursak; güzele duyarliligin kalple ve otomatik olarak da imanla çok siki bir irtibati oldugunu söylememiz mümkündür. (Turan Koç, Islam Estetigi, 8) Cibril hadisinden bildigimiz “ihsan” prensibi de esasen imanin bir nevi gözle görülebilen sekli olup Allah Tealanin, kendisini gördügü hissini tasiyan her kulun amelini en güzel sekilde yapmasidir. (Buhari, Iman, 1; Müslim, Iman, 1) Kur’an-i Kerim’de güzeli ve güzelligi ifade eden “hüsn/ahsen, cemal/ cemil, tayyib, zinet, hilye, zuhruf” gibi birçok kelime geçmektedir. Kur’an ve güzellik denince süphesiz ilk sirada zikredilmesi gereken de esma-i hüsna’dir. Çünkü Allah Teala Kur’an’da bizlere en güzel isimlere sahip oldugunu bildirmekte ve kendisine bu güzel isimleriyle dua ve niyazda bulunmamizi istemektedir: “En güzel isimler Allah’indir; bu güzel isimlerle O’na dua edin.” (Araf, 180) “Allah, O’ndan baska tanri yoktur; en güzel isimler O’na aittir.” (Taha, 8) “O, takdir ettigi gibi yaratan, canlilari örnegi olmadan var eden, biçim ve özellik veren Allah’tir. En güzel isimler O’nundur.” (Hasr, 24)

TASAVVUF DILIMIZ VE ÜSLUP
PROF. DR. NECDET TOSUN

Istanbul’un Çekmeköy ilçesinde oturdugum yillarda (2010 yili gibi) bir aksam saç trasi için berbere gittim. Berber 25-30 yaslarinda bir genç. Hem saçimi kesiyor hem de yanindaki arkadasiyla söyle konusuyordu: “Bir sohbete gitmeye basladim. Ama bu yolda dervislik için iki sart varmis. Birincisi ayaga mest giymek lazimmis. Ikincisi yabanci sigarasi yasakmis, Türk sigarasi serbestmis. Sigara isi kolay. Marlboro içmeyiveririz, Türk sigarasi buluruz. Ama bu mest isini ne yapacagiz bilmiyorum. Daha bu genç yasta ayagima mest giyersem akrabalar bana ne der diye endise ediyorum.”
Ben bunlari dinlerken Mevlana’si, Ibn Arabi’si, Imam-i Rabbani’siyle büyük ve zengin bir kültür olan tasavvufun yüksek irfaninin halk arasinda iki maddeye, sigara ve meste indirgenmesine sasirdim. Muhtemelen bu tarikatin seyhi öyle bir sey dememisti. Ama is, seyhin sehir vekilinin, ilçe vekilinin, mahalle sohbet vekiline kadar inince demek ki böyle oluyormus.

PEYGAMBER EFENDIMIZI DUYANLAR, O'NA UYANLAR VE KIYMETINI BILENLER DOÇ. DR. MEHMET DINÇ

Peygamber Efendimizi duymak, dinlemek mühim bir özelliktir. Sahabe-i kiram efendilerimizi anlatanlar söyle anlatiyorlar: Efendimizi öyle bir dinlerlerdi ki baslarina kus konar ve o kus uçmazdi. O derece. Kus ne zaman uçar? Biraz hareket etseniz uçar. Öyle bile yapmiyorlar. Donmus bir sekilde teslim olmus sekilde öyle bir kendilerini kaptirmisçasina, kendilerini kaybetmisçesine, kulak olmusçasina, kulak vermisçesine dinliyorlar. Bütün benlikleriyle yönelmisler. Bütün ruhlariyla dinliyorlar. O yüzden duymak da duymaya açik olmak da kulagi gönülle ve bedenle beraber vermek de bu anlamda çok önemli. Bütün bunlari söylerken nostalji anlatalim, tarih konusalim, tarih kültürümüzü artiralim diye söylemiyoruz. Nasil yapariz da biz de sahabe kivaminda Peygamber Efendimizi severiz diye söylüyoruz. O yüzden bütün bunlari yazarken bulmayi, kabul etmeyi, sevmeyi, duymayi yazarken ben ne yaparim da duyarim, diyelim. Sahabenin o gün öyle dinledigini ben bugün nasil dinlerim derdiyle dertlenmek o gündemi kendi gündemimiz haline getirmek lazim.

GÜÇ, YALNIZ ALLAH'INDIR
DR. SAMI BAYRAKCI

Rahman suresinde bizlere haber verildigi üzere Allah Teala kainata her an müdahale halindedir: “Göklerde ve yerde bulunanlar O’ndan isterler; O her an kainata tasarruf etmektedir.” (Rahman, 29) Cenab-i Hakk’in müdahaleleri dogrudan, melekleri vasitasiyla ve/veya yarattiklarinin eliyle gerçeklesebilir. Gerçeklesme sekilleri ve yollari farkli olsa da nihayetinde bu müdahalelerin her biri, O’nun yaratmayi dilemesi ve “Ol!” demesiyle oluverir. Bu, yaratmanin basladigi ilk andan itibaren böyledir.
Sünnetullah, genel it ibar iyle sebep-sonuç iliskisi içinde ilerlese de Allah Teala tarihin çesitli dönemlerinde harikulade olaylar ile zamanin, mekanin ve olaylarin akisini tersine çevirebilir. Hazret-i Isa’nin babasiz dogumu, Hazret-i Musa ve kavminin önünde Kizildeniz’in yarilmasi, yine Hazret-i Musa’nin kesilmis bir inegin bacagi ile bir ölüye vurmasi ve ölünün dirilmesi, Hazret-i Yunus’u baligin yutmasi ve sonra canli olarak kavmine geri döndürülmesi, Nemrut’un yaktigi atesin Hazret-i Ibrahim’i yakmamasi örneklerinde oldugu gibi, Cenab-i Hak tarihin ve olaylarin akisina diledigi zaman ve sekilde müdahale ederek yaratilisi tersine çevirmistir.
Bu yazida Bedir savasinda Cenab-i Hakk’in tarihe bizzat müdahale ettigini gösteren rivayetler üzerinden günümüzle baglantili kisa bir degerlendirme yapilacaktir. Malum oldugu üzere Enfal suresinde, Bedir savasinda Cenab-i Hakk’in Müslümanlari meleklerle destekledigi zikredilmektedir: “Siz o demde Rabbinize dua edip yardim istiyordunuz. O da: ‘Birbiri ardindan gelecek bin melekle size yardim edecegim.’ diyerek duanizi kabul etmisti.” (Enfal, 9) Al-i Imran suresi 124 ve 125. ayet-i kerimelerinde de Müslümanlari teyit için gönderilen meleklerin sayisi üç bin ve bes bin seklinde haber verilmistir.

Yazilarin tamami derginin Mayis, 2024 sayisinda.

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024