ILIM VE IRFAN | Kasım | 2023 | DIGER YAZILAR | Okunma: 350
CENNET KADINLARININ ÖNCÜSÜ: HAZRET-I FATIMA
ISLIM GÜMÜSTEKIN

Miladi 609 yilinda Mekke’de Hazret-i Peygamberin en küçük kizi olarak dünyaya gelmistir. Künyesi “ümmü ebiha” (babasinin annesi); lakabi “beyaz, parlak, aydinlik yüzlü kadin” anlamina gelen “Zehra” ve “iffetli ve namuslu kadin” anlaminda “Betül” lakabiyla da anilir. Ayrica seyyidetü’n-nisa (kadinlarin hanimefendisi), bir baska rivayette seyyidetü nisai ehli’l-cenne (cennet ehli kadinlarinin efendisi) ünvanlari ile de anilir.
Hazret-i Peygamberin ailesi içerisinde O’na (sas) en çok benzeyen Hazret-i Fatima idi. Hazret-i Peygamber diger kizlari Zeynep, Rukiyye ve Ümmü Gülsüm’e büyük bir sevgi duysa da Hazret-i Fatima’nin bazi hususiyetleri dolayisiyla özel bir yeri vardi. Hazret-i Fatma’nin küçük yasta annesi Hazret-i Hatice’yi kaybetmesi ile babasi Efendimiz ile birbirlerine bagliliklari ve düskünlükleri de artmistir. Hazret-i Peygamber onunla kurdugu bu güçlü bagi, çesitli vesilelerle daima gösterir ve ona sevgisinin bir tezahürü olarak “ümmi ebiha” (babasinin annesi) olarak hitap ederdi. Bir defasinda, “Fatima benden bir parçadir, onu sevindiren beni sevindirir, ona eziyet veren sey de bana eziyet verir” buyurmustur. (Buhari, Fedailü Ashabi’n-Nebi, 12, 29)

EL-ALIYY (CC)
AHMET EDIP BASARAN

Insan aciz bir varlik olarak yaratilmis. Bu sebeple rahmete, inayete ve nimete her hal ve sartta muhtaciz. Insanin acizligi güç, iktidar, para, makam, mal mülk hirsiyla gözü döndügünde sert bir gerçeklik duvarina çarpar. Bu gerçeklik duvari hakikatin ördügü manevi setten baska bir sey degildir. Biz neye sahip olabiliriz? Makamlarin, iktidarlarin, gücün ve paranin kiskirttigi insan nefsi, bize her seyin sahibi olabilirsin diye fisildar. Bizi hakikatin güzelliklerle örülü yolundan alikoyan da bu tür seytani vesveseler degil midir zaten? Kimdir yüce olan, yüksek olan, varligi sebepleriyle birlikte yoktan var eden? Biz bugün dogduk, buradayiz. Dün burada degildik, yarin da burada olmayacagiz. Biz bugünün kullariyiz. Peki dünü, bugünü ve yarini yaratan, zamani yoktan var eden, ezeli ve ebedi olan kim?

SÜLEMI HAZRETLERI
MERVE SAGAN

Tam adi Ebu Abdurrahman Muhammed bin Hüseyin bin Musa bin Halid bin Salim bin Raviye bin Said bin Kubeyse bin Surak el-Ezdi es-Sülemi’dir. Hicri 325, Miladi 937 yilinda Nisabur’da dogmustur. Sülemi, babasindan ziyade annesinin mensup oldugu Süleym kabilesine nispetle maruftur. Babasi Hüseyin, zahit ve alim kimligiyle bilinen bir sahsiyettir. Babasinin vefatinin ardindan ünlü bir hadis alimi ve ayni zamanda Ebu Osman el-Hiri’nin önde gelen müritlerinden olan anne tarafindan dedesi Ebu Amr Ismail bin Nüceyd’in himayesine girdi. Büyük bir servete sahip olan dedesi Ibn Nüceyd vefat edince servetinin önemli bir kismi kendisine geçmistir. Sülemi bu sayede hem hayati boyunca geçim sikintisiyla karsilasmamis hem de Nisabur’da genis bir kisisel kütüphane olusturma imkanini yakalamistir. Onun böylesine zengin bir kütüphaneye sahip olmasi da pek çok eser kaleme almasini kolaylastirmistir.

KIM HAKK’A DOST OLURSA ÂLEM ONA DOST OLUR
DR. SAMI BAYRAKCI

Insanin Allah ile olan iliskisi, yaratilmis diger varliklarla kurdugu iliskiyi etkiler. Bu, süphe edilmeyecek bir hakikattir. Allah ile rabitasi güçlü olan kullar mahlukata rahmet nazariyla bakar, canli ve cansiz mevcudatta Cenab-i Hakk’in iz ve isaretlerini görür, onlarla diger insanlardan farkli bir düzlemde iletisim kurarlar. Marifet nurunun gönüllerinde ve gözlerinde olusturdugu basiret ve feraset, onlari mahlukat ile diger insanlarin kuramadigi bir iliski düzeyine tasir. Mahlukat ile kurduklari bu farkli iliskinin iki yönü vardir. Birincisi, söz konusu kullardan mahlukata bakan yön; digeri de mahlukatin onlara karsi takindigi tavirdir. Her iki açidan da bu iliski ve iletisim biçimi; merhamet, sevgi, adalet, bagislama, güven, emniyet, lütuf ve ihsan gibi rahmani vasiflarin tezahür ettigi bir ortam tesis eder.

IYILIKTE DEVAM ÖNERISI
SAID YAVUZ

Efendimiz, “Akrabasinin yaptigi iyilige ayniyla karsilik veren, onlari koruyup gözetmis sayilmaz. Akrabayi koruyup gözeten adam, kendisiyle ilgiyi kestikleri zaman bile onlara iyilik etmeye devam edendir.” buyurmuslardir. Iyilik karsisinda bir karsilik beklememek, Kur’an’da da büyük müjdeler esliginde zikredilir. “Kötülükten sakinan, malini hayra sarf ederek özünü temiz tutan kimse cehennemden uzak kalir. O sahis yaptigi iyilik için kimseden karsilik beklemez. Ancak yüce Rabbinin rizasini kazanmaya çalisir. O kimse kavusacagi nimetlerden hosnut olacaktir.” (Leyl, 17-21)

KELIME-I SEHADET
ZEHRA DEMIR

“Islam bes esas üzerine kurulmustur: Allah’tan baska ilah olmadigina ve Muhammed’in Allah’in Resulü olduguna sehadet etmek, namaz kilmak, zekat vermek, hacca gitmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhari, Iman, 1, 2)
Islam’in ilk sarti ve Müslüman olmanin asli geregi “Allah’tan baska ilah olmadigina ve Muhammed’in O’nun (cc) kulu ve elçisi olduguna” iman anlamina gelen kelime-i sehadettir. Müslüman olmak isteyen bir kisinin bu sözün verdigi bilgiye taniklik etmesi, inanmasi ve bu bilgiyi kabul etmesi gerekmektedir. Bu cümlenin içerisinde Allah’in ilahligina ve peygamberin elçilik vazifesine dair Ilahi bir bilgi gelmis, bilginin muhatabi olan -Islam’a girecek olan- kisi bu bilgiyi dil ile ikrar edip kalp ile tasdik etmek suretiyle kabul etmistir. Nitekim sehadet, esasinda var olan bir bilginin kabulünden ibarettir. Bu kabul kisiyi Müslüman etmistir.

AMELLER KALPTEN ÇIKAR, ELDEN DEGIL
DR. ABDULLAH TAHA ORHAN

Insanoglu bu dünyada hep skora odaklanir. Çokluk bu açidan cazip gelir bize, her anlamda çokluk. Kur’an-i Kerim’de Rabbimiz bu yüzden bizi müstakil bir sureyle uyarir: “Çokluk sizi oyaladi.” (Tekasür, 1) Demek ki nefsimizde, fitratimizda bir temayül olarak çoklukla ilgilenmek, çokluga meyletmek var, ki bunu her birimiz gündelik yasantilarimizdan tüm ömrümüze yayilan sekilde görebiliriz: mali çogaltmak, itibari çogaltmak, iliskileri çogaltmak, gücü çogaltmak ilh. Çogaltma egilimi sadece maddi, dünyevi islerle de sinirli degildir mamafih. Meseleyi daha girift hale getiren de budur. Manevi islerde, salih amellerde de çogaltma güdümüz var, özellikle de dini bir hayat yasama gayretinde olan Müslümanlar için. Bu aslinda bir yandan bir paradoks. Dindarligimiz arttikça amelimizi çogaltma gayretinde oluyoruz ve bu bazen bizi farkinda olmaksizin tökezleten bir unsur haline gelebiliyor. Iskenderi Hazretleri bu yazida ele alacagim hikmetinde bizi bu nedenle uyariyor: Manevi islerde azlar çok, çoklar az olabilir; siz zahire degil batina yani amelin geldigi kaynaga dikkat edin, diyor. Simdi hikmete biraz daha yakindan bakalim ve derinlemesine anlamaya çalisalim.

Yazilarin tamami derginin Kasim 2023 sayisinda.

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024