ILIM VE IRFAN | Mayıs | 2023 | DIGER YAZILAR | Okunma: 199
KULLUK SUURUNU BÜTÜN SENE YASAYALIM
PROF. DR. SÜLEYMAN DERIN

Mübarek Ramazan ayi bizim için manevi bir egitim ayi oldu. Bu ayda öncelikle ibadet disiplini kazandik, bol bol namaz kildik, Kur’an okuduk, oruçlarimizi tuttuk. Bunun disinda diger insanlara karsi olan mali vazifelerimizi yerine getirdik; zekat, infak ve fitrelerimizi ihtiyaç sahibi kardeslerimizle severek paylastik. Ramazan ayinda bir baska kazancimiz da hayvani duygularimizi kontrol altina alabilmemiz oldu, birakin haramlari mübah ve helallerden bile Rabbimizin emri geregi uzak durduk.

EL-HABIR (CC)
AHMET EDIP BASARAN

Sözlükler haber kelimesini genelde “bilgi” kelimesinin anlami çerçevesinde izah eder. Bu bilginin kaynagi, içerigi ve hangi derdimize derman oldugu gibi sorular tam da bu noktada önem kazanir. Bu sorulara saglikli bir cevap üretemeyen her bilgi, insan için agir bir vebaldir. Çünkü eger bilgi insani iyi, ahlakli ve erdemli kilmiyorsa orda bilgiden daha çok aklimizi kalbimizi kirleten bir ifrazat vardir. Bu da insan için bir israf biçimidir. Bilginin ve o bilgileri bize ulastiran haberin kaynaginda Ilahi bir tecelli söz konusudur. Asil mesele sadece olaylarda degil olgularda ve kavramlarda, kainatin essiz ahenginde, günesin dogusunda, yagmurun yagisinda, bir yapragin kilcallarinda gezinen tirtilin hareketinde, kuslarin civiltisinda anbean yeni bastan yaratilmakta olan âlemin isleyisinde o ezeli ve ebedi haberi görebilmek, o haberi okuyabilecek bir gönül pakligina sahip olabilmektir. Budur aslolan mesele.

KULLUGUN EN YÜCE MERTEBESI: RIZA
DR. SAMI BAYRAKCI

Insanoglu anlasilmasi zor, girift bir varliktir. Adem’in çocuklarini anlamak, dünyanin en zor isidir. Sairin “zübde-i âlem: âlemin özü” dedigidir insan. Onu anlamak, kainatin sirrini kavramaktir. Bu yüzdendir ki, anladim diyenler çokça yanilgiya düsenlerdir. Allah’in sonsuz kudretinin kâmil bir eseri olan insani anladigini iddia etmek, büyük bir iddiadir. Insanoglu tanimlanmasi zor bir varliktir. Fiziki özelliklerine dair tarifler mümkünse de duygusal hallerini tarif etmek hayli güçtür. Uçlar arasinda salinir durur. Korku ile ümit, nese ile hüzün; adeta gece ile gündüzün birbirini takip ettigi gibi insani sarar sarmalar ve bir ömür pesini birakmaz. Bir öyle, bir böyledir. Yunus’un dedigi gibi bir Musa’dir, bir Firavun; bir Ibrahim’dir bir Nemrut; bir yazdir bir kis.

ALLAH KATINDAKI DEGERIMIZI NASIL BILEBILIRIZ?
DR. ABDULLAH TAHA ORHAN

Iskenderi Hazretlerinin bu yaziya konu ettigim, basta yer alan hikmeti tam da bu ihtiyaca cevap olarak söylenmis gibi gelir bana. Sanki bir müridi hazrete söyle sormustur: “Üstadim, yaptigimiz amellerin kabul edilip edilmedigine dair bir alamet bulabilir miyiz? Keske öyle bir alamet olsa da kendimize ona göre çekidüzen versek. Eger yanlis yolda isek, amellerimiz kusurlu ise Hak’tan bir alamet olsa da biz de kendimizi öylece düzeltsek.” Bu hayali diyalogda Iskenderi Hazretlerinin söyle cevap verdigini düsünelim bir an: “Alamet, amelinin kendisindedir. Ameli sana nasip eden Hak’tir. Eger niyetin yanlis ise o seni zaten dogru amelde tutmaz, onu sana nasip etmez. Niyetin dogru ise, dogru amelde tutar. Dogru amelde daim olman dogrulugunun bizatihi delilidir.”

KESFIMIZ AÇILACAK MI?
KÂMIL YESIL

Ilahi isimlerin tecellisi geregi varligin zahir ve batin yönleri vardir. Varligin zahir yönleri disa dönük oldugu için bilinebilir, bes duyu ile algilanabilir. Ancak zahirin örttügü bir de batin, iç âlem, deruni hakikat tarafi vardir ki ona batin diyoruz. Insan örneginden hareket edersek cesedimiz zahir, ruhumuz batin yönümüzü teskil eder. “Perdeyi ve örtüyü kaldirmak, kapali olan bir seyi açiga çikarmak, var olan fakat niteligi bilinmeyen sey hakkinda bilgi edinmek” durumlari için kullanilan kesif kelimesine mutasavviflar “gaib olan bazi seyleri bilmek” ve “Allah’in tecellilerini temasa etmek” anlamlari da vermislerdir. Çünkü perde kalkmistir. Burada bahsedilen perde bas gözüne ait olmayip gönül gözüne aittir, bu duruma da kalp gözü açilmak denilmistir. Ermislik, velilik de bu anlama gelir.

EBU TALIP EL-MEKKI HAZRETLERI
MERVE SAGAN

Tam adi Ebu Talip Muhammed bin Ali bin Atiyye el-Harisi el-Mekki el-Acemi’dir. Daha çok “el-Mekki” yahut “el-Acemi” künyesiyle bilinen Ebu Talip, Iran’in batisinda Bagdat ve Vasit arasinda kalan Cebel’de dünyaya gelmistir. Aslen Iranli olmasina ragmen ilim tahsilini Mekke’de yapmasi ve burada uzun yasamasi sebebiyle “el-Mekki” olarak taninir olmustur. Arap olmadigi için de “el-Acemi” seklinde de anilmistir. Tasavvufi düsünce hayatinda öncü isimler arasinda yer alan Ebu Talip el-Mekki’nin ilim tahsil hayatinin ne zaman basladigina ve ne surette sekillendigine dair kesin bilgilere ulasmak güçtür. Ilim tahsiline Mekke’de baslayan Mekki, burada bulundugu müddet içerisinde daha çok hadis rivayetleriyle mesgul olmustur. Mekki’nin buradaki hadis hocalari arasinda Muhammed bin Hasan el-Acurri, Ali bin Ahmed el-Masisi ve Muhammed bin Ahmed el-Cercerai gibi Mekke’nin önde gelen muhaddisleri yer almaktadir. Yine burada Ibrahim bin Zeyd el-Mervezi’den Sahih-i Buhari okumustur.

KUTSAL INAT
SAID YAVUZ

Insan için inat ettiginden baskasi yoktur. Neyi israrla istiyorsa ne üzerinde sebatla duruyorsa ona verilecektir. Iyi veya kötü. Ugrastigi seye eninde sonunda ulasir. Hiçbir ilim, beceri, maharet, insanin gayret göstermeden eristigi menziller olmamistir. Insan her gün, ondan ayrilmadan, bütün ruhunu pesinde sürükleyerek varir varmak istedigi yere. Didinip durdugu sey velev ki zalim olmak, zorba olmak olsun. Onun varacagi yer atestir evet. Sonunda yanacak bedenini büyütür. Kendisini atese hazirlar. Sonunda o bütün ugrasilarin vardigi yer büyük bir hüsran olur. Ne kötü varistir o.

SADIKLAR ALLAH'A VE RESULÜNE BAGLIDIR
ZEHRA DEMIR

Siddik; dil analizi itibariyla sidkin mübalagali formu olup, çok dogru söyleyen ve bunu bir kez degil hayatinin her alaninda bu hal üzere olan “kendisinde sidk galip olan” demektir. Dogru sözlü olan için sadik denilirken, bütün sözlerinde, fiil ve hallerinde her an sadik olana “siddik” denir. Hazret-i Peygamber her daim sadik olusu sidki siar edinmek ile ifade etmis ve, “Size dogrulugu/sidki ögütlüyorum. Çünkü dogruluk iyilige, iyilik de cennete götürür. Dogrulugu siar edinen kimse Allah katinda siddik diye yazilir. Yalan söylemekten sizi menederim. Çünkü yalan söylemek günaha, günah da cehenneme götürür. Kisi yalan söyleye söyleye nihayet Allah katinda kezzab diye yazilir.” buyurmustur.

(Yazilarin tamami derginin 129. sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016