ILIM VE IRFAN | Şubat | 2022 | DIGER YAZILAR | Okunma: 553
TEVEKKÜL EDEN MAHRUM KALMAZ
DR. SAMI BAYRAKCI

Allah’a tevekkül etmek, dar manada sadece rizkin kefilinin Allah oldugu seklinde anlasilmaktadir. Ancak hakiki tevekkül; sadece rizik konusunda degil, insanin basina gelen iyi ve kötü her iste Allah’i vekil kilmasidir. Ragib el-Isfahani, tevekkülü; “bir kimsenin, kendini Allah’a teslim etmesi, rizkinda ve islerinde Allah’i kefil bilip sadece O’na güvenmesi.” seklinde tanimlamaktadir. (el-Müfredat, “vkl” md.) Ulema ve sufilerden tevekkülün hakikatine isaret eden pek çok zat, bu noktaya dikkat çekmisler ve tevekkülü, kulun her isinde Allah’i vekil kilmasi, sadece O’na (cc) güvenmesi seklinde anlamislardir.

FAKR VE GINA
DOÇ. DR. MAHMUD ESAD ERKAYA

Tasavvuf, kulun benlik duygusunu terk ederek Rabbine ulastigi bir yoldur. Bu yolda insanin karsilasacagi çok sayida engel vardir. Bu engellerden birisi de hiç süphesiz zenginliktir. Zenginlik, kisinin dünyada rahat bir yasam sürmesini saglayacak genis imkanlara sahip olmasidir. Aslinda bu; teorik olarak hac, umre, kurban, zekat ve sadaka gibi mal ile yapilan ibadetlerin miktari göz önünde bulunduruldugunda Allah’a giden yolda bir engel gibi gözükmemektedir. Hatta zenginlerin dünyanin nimetlerini elde etmede oldugu kadar, Allah’a kullukta da diger insanlara nazaran daha genis imkanlara sahip olduklari düsünülebilir.

AMMAR BIN YASIR (ra)
DR. IBRAHIM TOZLU

Istikamet ehli, teslimiyet sahibi, iman abidesi, Kur’an hadimi, Resulullahin gözbebegi, sünnet âsigi, sehadete azimli, müsriklerin eza ve cefalarina direnen, Efendimizin lisaniyla iman ehli Yasir ailesinin evladi Ammar (ra); ela gözlüydü, genis omuzluydu, uzun boyluydu, kara yagiz bir mü’mindi. Kur’an’i anlamakta mahir, sünneti kavramakta Peygamberimizin övüncüydü. Ilk iman eden yedi kisi arasindaydi. Hayati son derece sadeydi. Babasi Yasir, kaybolan kardesini bulmak için Yemen’den kalkip Mekke’ye gelmisti. Ebu Cehil’in amcasi Ebu Huzeyfe’nin emrine girmek suretiyle ancak bu sehirde kalabilmisti. Derken Ebu Huzeyfe, cariyesi Sümeyye ile onu evlendirmis, ilk çocuklari Ammar bu evliligin nisanesi olarak dünyaya gelmisti. Böylece baslamisti Yasir ile Sümeyye’nin Mekke’de sehadete uzanan hayatlari. O vakitler, Mekke’yi aristokrat aileler yönetmekteydi.

HASTALIK VE SIFA METAFIZIGI
MONA A. TUFAN

Bu yazida sifadan söz etmek niyetindeyim. Yakin zamanda covid-19 geçirdim ve bu durum sifanin anlami üzerine düsünmeme vesile oldu. Bu dergi bünyesinde kösem yol öykülerine ayrildigindan yolumun hastaliktan ve sifadan geçen kismini anmakta bir beis yok zannindayim. Hazret-i Peygambere ait bir rivayette söyle denilir, “Allah’im! Üzüntüyü gider, ey insanlarin Rabbi! Sen sifa ver, es- Safi sensin. Senin verdigin sifadan baska sifa yok.” Yine Hazret-i Ibrahim’den nakledilir: “Hastalandigimda bana sifa verir.” Denilir ki hakikatte hastalik da sifa da Allah’tandir, fakat Ibrahim peygamberin edebine bakiniz ki insanlar açisindan nahos görülen hastaligi kendine nispet etmis, insanlarca nimet görülen sifayi ise Allah’a vermistir. Ibn Arabi’ye göre bu edep Hazret-i Ibrahim’in bu ümmete üsve-i hasene (güzel örnek) olmada Hazret-i Muhammed’in ardindan zikredilmesinin de hikmetlerinden biridir. (Bkz. Muhyiddin Ibn’ül Arabi, Fütuhat-i Mekkiye, Cilt 17, 4. Baski, Istanbul: Litera Yayinlari, 2020, s. 61-62) Bu yazida Ibn Arabi ve Ibn Sina nazarindan sifa nasil görülmüs kisaca deginmeye çalisacagim. Kuskusuz bu iki zatin sifa hakkindaki tüm görüslerini bir dergi yazisinda toplamak imkansizdir fakat nazarinizda bu görüslere iliskin bir küçük pencere/ menfez açmaya çalisacagim.

IBRAHIM TENNURI
PROF. DR. KADIR ÖZKÖSE

Bayramiye tarikatinin iki ana kolundan biri olan Semsiye subesinin Tennuriye adiyla anilan tasavvuf ekolünün kurucusu olan Ibrahim Tennuri; ilmi, edebi ve tasavvufi sahsiyetiyle on besinci yüzyilin parlak sahsiyetidir. Babasi Sarraf Hüseyin Efendinin Sivasli, annesinin Amasyali olmasi nedeniyle Sivas ve Amasya’ya nispet edilen Ibrahim Tennuri Sivas’ta dogmus, küçük yasta babasinin görevi dolayisiyla Amasya’da gelisimini sürdürmüstür. Sivas ve Amasya’da basladigi temel egitimini Konya’da sürdüren Ibrahim Tennuri, Konya’da meshur müderris Karamanli Sari Yakup Efendinin (v. 1438) yaninda devam ettirmistir. Yakup Efendinin vefatindan sonra Kayseri’ye giden Ibrahim Tennuri, tedris faaliyetlerini devam ettirmistir. Kayseri’de bir müddet Hunat Hatun Medresesinde müderrislik yapan Ibrahim Tennuri, bu medresenin vakfiyesinde, “Burada görev yapan hocalarin Hanefi mezhebine mensup olmalari”na dair vakif sartnamesini ögrenince kendisi Safii mezhebine mensup oldugu için bu medresedeki görevinden ayrilmistir.

el-ALIM (cc)
AHMET EDIP BASARAN

Insanin bir kul olarak bilgisi mahdut yani sinirlidir. Halihazirda bildigi, gelecekte bilecegi ve bilmesi ihtimal dahilinde olan her sey Cenab-i Hakk’in dilemesiyle gerçeklesir. Yoksa insan O’nun (cc) dilemedigi, riza göstermedigi hiçbir seyin bilgisine vakif olamaz. Varlik veya esya namina ne biliyorsak, bildigimiz her sey O (cc) sonsuz ve mutlak varligin bilgisi yaninda bir nokta bile degildir. Idrakin aczini idrak nasil idrakin ta kendisi ise, ilmin uluhiyet makami karsisindaki acziyetini idrak etmek de asil ilim olur. Ve bu ilim, kisinin kendini bilmesiyle baslayan bir arayisin biricik yakitidir. Kendini, nefsini, kullugunu ve acziyetini bilmeyen bir insanin ilmi ona ne verebilir? Hangi hakikat kivilcimi böylesi bir nasipsizligin çölünde konaklar? Tam da bu sebeple Hazret-i Yunus, “Ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsin ya nice okumaktir.” der. Çünkü ilmin basi kullugu idrakten geçer.

SANAT ESERINDE TEZAHÜR EDEN TEVHID
KÂMIL YESIL

Bilim, astronomiden; sanat dinden dogmustur. Dolayisiyla bu iki deger arasindaki iliskiyi ana-çocuk imgelemiyle anlatmak mümkündür. Süheyl Ünver merhumdan ögrendigimize göre (Ünver’in kaynagi, Abdülaziz Mecdi Tolun’dur.) kainat bir ölçü üzerine yaratilmistir ki bu husus ayetle bildirilmistir. Ünver, isaret edilen ayetteki ölçünün hendese oldugunu söyler. Bundan dolayi hendese Ilahi bir ilimdir ve kiyamete kadar yasayacaktir, diyor merhum. Insanlik ve de Müslümanlar hendese ilmini sanatla birlestirmis ve bütün çesitleriyle imar islerinde hendesenin kurallarini uygulamislardir. Bunu görünür kilan en önemli eser mabedlerdir. Istisnasiz bütün kültürlerin sanat eserleri içinde zirveyi mabedler gösterir. Endülüs’teki Kurtuba Camii; Istanbul’daki Süleymaniye, Sultanahmet Camiileri, Edirne’deki Selimiye Camii bu baglamda akla gelen ilk misallerdir. Tarihe dogru yürürsek Misir’in dört bes bin yillik ehramlarina variriz.

(Yazilarin tamami derginin Subat, 2022 sayisinda.)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024