| Nisan | 2021 | DIGER YAZILAR | Okunma: 446
eL- MÜTEKEBBIR
AHMET EDIP BASARAN

El-Mütekebbir ismi, Kur’an-i Kerim’de dokuz Ilahi ismin siralandigi Hasr suresinin 23. ayetinde sonda yer alir. Büyüklük vasfinin sadece Cenab-i Hakk’a has olmasi, bu kavramin baglamindan çikartilarak insanlara hamledilmesindeki sakincalari da ortaya koyar. Bekir Topaloglu, Cenab-i Hakk’in kendi yüceligini ifade etmesinin hem gerçege uygun oldugunu hem de bütün yaratilmislarin hakiki konumunu belirledigini söyler. Gerçege uygunluk haddizatinda hakikatin ta kendisidir. Cenab-i Hakk’in mütekebbir olmasi, bu kavramin içerigindeki yücelige ve ululuga sadece O’nun sahip olmasi demektir. Kul, bu yücelikten ve büyüklükten rol çalmaya kalkistiginda dogrudan dogruya küfre düser. Yazinin baslarinda andigim kiber kökünden yapilmis kelimeler ayni zamanda Cenab-i Hakk’a yapilan tazim ve senalarin da ana merkezini teskil eder. Namaza baslarken getirilen tekbir ve Allahu ekber duasi da bu cümledendir.

SAID BIN ZEYD (RA)
DOÇ. DR. IBRAHIM TOZLU

Hazret-i Said; mü’minler arasinda, mucabu’d-da’ve yani duasi makbul vasfiyla meshurdu. Onun gibi ayni sifati alan el-Ala bin Hadrami ve Sa’d bin Vakkas gibi baska sahabiler de vardi. Ancak Medineliler Said’e bu sifati layik görürken duasinin ne kadar tesirli olduguna bizzat tanik olmuslardi. Tabiin neslinden Erva adinda mü’mine bir kadin, su kanali açmak suretiyle kendi arazisinden yer gasbettigi iddiasiyla Said bin Zeyd’e ithamda bulundu. “Sayet hakkimi vermezse Resulullahin mescidinde bagiracagim.” diyerek Medine’deki Emevi valisi Mervan bin Hakem’e onu sikayet etti. Hazret-i Said, “Kim haksiz yere bir karis topraga sahip olursa kiyamet günü boynuna o yedi kat olarak dolanir.” buyurdugunu Resulullahtan bizzat isitmisken ben bunu nasil yapabilirim, diye evine gelen görevlilere kendini savundu. Ancak bir gerçek, daha net görülmeye basladi. O da suydu: Dünyevilesme giderek artmakta, kimi mü’min asli degerlerinden uzaklasmakta, sahabe kiymeti bilmemekte ve digergamligi unutmaktaydi. O vak it ler Hazret- i Said, hayatinin son günlerini Medine yakinlarinda Akik mahallesindeki evinde ziraatlea ugrasarak geçiriyordu. Her ne kadar davadan vazgeçmesi söylense de genç kadin israrci oldu. Hazret-i Said kadina hiçbir sey söylemedi; ancak bu agir itham sahabi serefini rencide etmisti. Kimin hakli oldugunu göstermesi için yüce Mevla’ya niyazda bulundu; Allah onu mahcup etmedi. Kadin kör oldu ve, “Said’in bedduasi tuttu.” dedi. Anladi ama geç kalmisti. Evinin yolunu ararken bir gün kuyuya düsüp öldü. Hadise günlerce konusulmus ve birçok güvenilir kaynakta yazilmisti.

(Bütün yazarlar ve yazilar derginin NISAN sayisinda.)

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024