Dünyaya Meyil Için Engel
Ahiret Için Umut:Çilehaneler
Prof. Dr. Mahmut Çinar
Çile ve çilehanelerin Islam düsüncesindeki dayanagi, insanin günlük hayatin tantanasi içerisinde, dünya ve dünyadakilerle iç içe yasayarak kirlenmesi ve bu kirlerden arinmak için bir süreligine dünyadan olabildigince el etek çekerek yalnizliga çekilmesidir. Tasavvuf geleneginde, bu yöntemin tatbik edilmesinin arka planinda da bu ön kabul yer almaktadir.
Gerçekten de Hazret-i Peygamberin nübüvvet öncesi yasadigi toplumun günlük hayati dikkate alindiginda, bu toplumun her türlü kötülüklerle alabildigine kirlendigi görülmektedir. Puta tapmanin yani sira, kan davalari, tefecilik, fuhus ve insan fitratinin asla kabul edemeyecegi bütün kötülükler alabildigine yaygindi. Selim fitratinin izinden ayrilmayan insanligin yüz aki Hazret-i Peygamber, içinde yasadigi toplum içerisindeki olanca yalnizligina ragmen bu kötülüklerden hep uzak durmaya çalismisti. O’nu Hira’ya atan ve orada uzun süre kalmaya sevk eden husus da -Allah bilir- bu toplumun maddi ve manevi kirlerinden bir süreligine de olsa uzak kalma kaygisi olsa gerektir. Bir yandan toplumun kirlerinden uzak kalirken diger yandan da dogrudan Rabbine içini açarak tefekküre, muhasebeye ve murakabeye daliyordu.
Ilmin Kapisi Emirü’l-Mü’minin: Hazret-i Ali (ra)
Dr. Ibrahim Tozlu
Savas meydanlarinda cesaretle öne atilan, tipki aslanlar arasinda kral aslan durusuyla Haydar denilen, ceylan sürüsüne dalan aslan misali cenk meydanlarinda döne döne mücadele edisiyle Kerrar sifatini alan, Haydar-i Kerrar, Allah’in Aslani (Esedullah), adi anildiginda alimlerin, Allah yüzünü agartsin anlaminda kerremallahu vecheh diye dua etmekten kendini alamadigi, Resululah’in gözbebegi, Aliyyü’l-Murtaza, vekili, emaneti ve ilmin kapisi diye tavsif ettigi mü’minlerin emiri Hazret-i Ali Efendimiz (ra).
Dünya Hayati: Iki Uçlu Pismanlik
Kâmil Yesil
Bes arkadas gecenin karanliginda ormanda yürüyormus. Hatiften bir ses gelmis. Sesin sahibi diyormus ki: “Ey orman yolculari! Kutsal bir vadiden geçiyorsunuz. Gafil davranmayin. Ayaklariniz altindaki su taslardan alabildiginiz kadar cebinize koyun. Ancak size hemen hatirlatayim ki yarin sabah uyandiginizda taslari alan da pisman olacak almayan da. Ona göre davranin.”
Böyle bir durumda siz olsaydiniz ne yapardiniz? Bir eylemi yapsaniz da yapmasaniz da sonunda pismanlik duyacaksiniz.
Eylemi yapip da pisman olmak mi daha yeg, eyleme geçmemekten dogacak pismanligi yasamak mi?
Aileyi Saran Kudsiyet
Mona Islam
Günümüzde aile söz konusu oldugunda, kadinlarin da
erkeklerin de kendilerine yeniden bir ölçeklendirme
yapmak birlikte yeniden nasil dengeyle var olabiliriz
sorusunu sormak durumunda olduklari açiktir. Dünyevi
var olus statik degildir, terazinin kefelerindeki agirliklar
her dönem degisir, neden önceki tartida ölçmüyor diye
sorgulamak yerine, yeniden bir ölçme yapmak yeniden
denge aramak gerekir. Bu tecdid, yenilenme, metafizik
olarak söz konusu ettigimiz arketiplere, tarihsel olarak
da Allah’in bize örnek gösterdigi ailelere bakarak
soyut olani bugün burada nasil somutlastirabilecegimizi
düsünmekle mümkün olabilir. Bu ailede var olan hal-i
hazir durumla memnun olmayan birini, kadin, erkek ya
da çocuk fark etmeksizin, dikkatle dinlemeyi ve sorununu
anlamayi, imkanlar dahilinde çözme çabasini
gerektirmektedir. Ailede sorunu olan bir ferde ‘katlan’
demek kutsal aile kavraminin bize ögrettigi merhamet,
muhabbet, dayanisma, yardimlasma, güven gibi ilkelerle
ters düsecektir. Sorunlari, dedelerimiz, annelerimiz
böyle yasadi diyerek de çözemeyiz, bu her zamanin bir
hükmü oldugunu, Allah’in dehrde tecelli eden isimlerinin
farkli farkli oldugunu görmezden gelmek olur.
Güvenlik ve Esenlik Için: es-Selam (cc)
Ahmet Edip Basaran
Yeryüzü mü’minler için bir güven yurdudur. Bu sekinet ve itimat duygusu dogrudan Cenab-i Hakk’in kuluna ihsan ettigi bir Ilahi mevhibedir. Insan korkudan, kederden, görünür ve görünmez bütün tehlikelerden emin olmak ister. Burasi dünyadir ve hayirla serrin, iyilikle kötülügün savasinda mü’mine düsen barisi saglamaktir. Baris çünkü hem maddi hem manevi dünyada iç huzur demektir. Saglam ve sarsilmaz bir iman, insanin kalbine mutmain olma hissini bagislayan o iç huzurla gerçeklesir. Es-Selam isminin sirrini biraz da burada aramak gerekmektedir. Bugün modern zihnin temel kaygilarindan birisi olan güvenlik, aslinda emin olandan, insana sekinet veren o selam kavramindan uzak düsmüs olmamizla ilgilidir. Güvenlik kavramini sadece dünyevi bir rahatlik ve hayatta kalma arzusuna indirgeyen yaklasimlarin hepsi sorunlu ve seküler bir kafayi isaret eder. Dolayisiyla güvende olma hissi, halihazirda insanin Yaratici’ya olan yakinlik ve uzakligiyla dogrudan ilgilidir. O’na (cc) ne kadar yakinsak o kadar güvendeyiz demektir.
Maneviyat, Ruhun Sifasidir
Gökhan Ergür
Sosyal yasantimizda adim atacak yer kalmadi.
Her yer kalabalik, derinlerden gelen
bir ugultu var, kimse kimsenin ne söyledigini
duymuyor ama herkes konusmaya devam ediyor: Onu
da taniyorum bunu da; geçen yaz tatilinde oradaydik;
perdecilerin gelini degil mi o; yol geçecek oradan,
evet degerlenecek; bize de bekleriz; yüzde yüz burslu
bizimkisi; bu adami da hiç sevmem; haftaya ayni saatte
toplanalim yine…
Bu ugultulu kalabalik hiç susmaz ve ne kadar tahammül
ederseniz hayatiniz üzerinde o kadar tahakküm
kurar. Burada tek çikar yol; dünyanin, insanin ve hatta
kendi zihninizin gürültüsünden kurtulmak; geçmisin
yikiciligi, gelecegin belirsizligi ve anin aci gerçekliginden
siyrilmaya çalismaktir. Bunu yapmanin en güzel
yolu ise sessizce birkaç adim geriye çekilmek, o yorucu
ve yogun gündemleri birakip kendi kurdugunuz manevi
dünyaya yönelmektir.
Allah’tan Korkmak Ne Demektir?
Kübra Zümrüt Orhan
Tasavvufi metinlerde Allah korkusunu ifade etmek üzere genellikle havf kavrami kullanilir. Peki Allah’tan korkmak ne anlama gelir ve nasil olur? Aslinda korku, her insanda bulunan fitri bir duygudur ve korkunun iki temel sebebi vardir: Basina hoslanmadigi bir seyin gelmesinden korkmak ve arzu ettigi, sevdigi bir seyi elde edememekten veya kaybetmekten korkmak. Kulun Allah’tan korkmasi da bu iki temel sebeple baglantili olarak söyle açiklanabilir: Allah’in kendisini dünyada veya ahirette cezalandiracagindan korkmak ve Allah’in rizasini, hosnutlugunu kaybetmekten korkmak. Bunlardan ilki basina hoslanmadigi bir seyin gelmesinden korkmak, ikincisi ise sevdigi bir seyi kaybetmekten korkmaktir.
(Yazilarin tamami Ilim ve Irfan dergisinin EYLÜL, 2020 sayisinda.)