ILIM VE IRFAN | Kasım | 2019 | DIGER YAZILAR | Okunma: 890
Bir Menkibenin Söyledigi: Adalet de Ihsan da Imtihandir
SAMI BAYRAKCI

Dinimizin yüzlerce yillik azametli tarihi yukarida zikrettigimiz olay benzeri sayisiz menkibeyle doludur. Istilahi olarak; bir zatin güzel is, söz ve hallerini, hayatini konu edinen hikaye ve hatiralar manasini tasiyan menkibe kelimesinin çogulu menakibdir. Ilim ve kültür tarihimizin essiz sayfalari, menakib türünde yazilmis yüzlerce esere ev sahipligi yapar. Neredeyse her ilim dalinin önde gelen sahsiyetlerinin hayat hikayelerinin anlatildigi, söz konusu ilim dalina ait menakib türünde kitaplar vardir. Islam düsünce geleneginde kissa, düsüncenin ifade edildigi bir metod olarak önemli ve ayricalikli bir yer tutmustur. Menkibelerin asirlarca dilden dile aktarilma ve kaleme alinarak kayda geçirilme nedenleri arasinda -özellikle bu eserlerin mukaddimelerinde- pek çok baslik zikredilmistir. Biz, bir giris olmasi açisindan bu yazimizda bunlardan sadece birkaçina isaret etmekle yetinecegiz.

Büyük Bir Arif ve Tasavvuf Sarihi: Ebu Talip el-Mekki (ks)
ISLIM GÜMÜSTEKIN

Mekke’den sonra Basra’ya geçen Ebu Talip Mekki, buradaki tedrisati esnasinda tasavvufi yönü olan Salimiye firkasinin kurucusu Ebü’l-Hasan Ahmed bin Salim (Ibn Salim) ile tanisti, onun kelam ve tevhid hususundaki görüslerini benimsedi. Hocasi olarak ilminden istifade ettigi Ibn Salim’in vefatindan sonra Bagdat’a giden Ebu Talip Mekki ayni zamanda etkili vaazlar verdi. Özellikle fikih ve hadis ilimlerinde tedrisatini belli bir dereceye de ulastirmisti. Ancak Ebu Talip Mekki’nin yasadigi dönem Islam âleminin siyasi otorite açisindan buhranli ve istikrarsiz bir sürecine denk gelmektedir. Abbasi dönemine tekabül eden bu süreçte özelikle Bagdat, asiri Sii Ismailiye’ye mensup Karmatiler tarafindan muhasara altina alinmisti. Bütün bu siyasi karisikliga ragmen özellikle ilmi canlilik devam ediyordu; kültürel ve felsefi hareketler de oldukça dinamikti. Bagdat’a geldiginde genis bir kitleye vaaz vermeye baslayan Ebu Talip Mekki, bazilarinin, vaazindaki sözlerini çarpitmaya çalisip onu itham ettiklerini anlayinca vaaz vermeyi terk etmistir.

Kalbimizin Hayret Defteri Olsun
SAID YAVUZ

Ilk kez yagmura çikan, ilk kez deniz gören, ilk kez kedi gören bir bebegin hayretini düsünün. Bu dünyayi yasanilir kilan seylerden biri de bu. Denir ki her dogan sabah, her dogan çocuk Allah’in insandan ümit kesmediginin en büyük isaretidir. Aslinda sabah da çocuk da yeryüzünde hayretle bakilacak en güzel iki kardes gibidir. Peygamber Efendimizin, Allah’im hayretimi arttir, duasi su anlama da geliyor: Her seye olabilir gözüyle bakan, baktigi seyde kalbini hizlandiracak bir sebep bulamayan insanlardan kilma beni. Bu duanin anlattigi ne kadar çok sey var. Insandan hayret gittikçe geriye kalan sey siradanlasma. Is hayatinda, aile hayatinda bütün hayat enerjisini yitirme. Dogan günün ilk isiklarindan nasibini alamamak. Çocuk seslerinin bir çocugun sorusunun insani yeniden hayata baglayamamasi iste aslinda içinde var olan hayretin gittikçe yittiginin isaretleridir. Bugün belki de bizi öylesine siradanlastirmaya, gözlerimizi baska sevdalarla doldurarak gördüklerimizde bir hikmet arayacak bakisi bizden almaya çalisan modern dünyaya karsi hayret defteri tutarak karsi gelmek gerekiyor. Bilinci bu sekilde diri tutmak. Çok hos bir fikir gibi geldi bu bana. Okuduklarimiz, dinlediklerimiz ve gördüklerimiz içinde bizi sarsan, bizi bir irmaktan digerine atan, dinleyen ya da okuyan o bizi oraya çakili kilan neyse onu hayret defterine kaydetmek. Sonra tükenmislik sendromu içine itildigimiz, kendimizi olaylar karsisinda yorgun hissettigimiz, nefes almakta zorlandigimiz bir anda, yokuslarin gözümüzde büyüdügü, sabahlarin nurunu degil de körünü görmek için kendimizi koyuverdigimiz bir anda oraya bakmak, oradan ilhamlar kotarmak. Buna gerçekten ihtiyacimiz oldugunu düsünüyorum.

Afrika’nin Yüzaki Bir Tarikat: Senusiler
M. NEZIHI PESEN

II. Abdülhamid, dünya Müslümanlarini himayesi altinda tutmak, birlik ve yakinlasmayi temin etmek gayesiyle güvendigi ehil isimleri Müslümanlarin yasadigi çesitli beldelere gönderirdi. Güvendigi degerli ve genç isimlerden biri de Sadik el-Müeyyed’di. Ilk olarak 1887’de Alman Imparatoru II. Wilhelm’in tahta çikisini tebrik etmek için Almanya’ya gönderilen heyette yer alan Samli Sadik el-Müeyyed, ayni yil Senusi tarikati seyhi Mehdi es-Senusi’ye halifenin hediyelerini götürmekle görevlendirildi. Seyh, Bingazi’ye bagli Cagbub’daki zaviyedeydi. Sadik el-Müeyyed seyhi orada ziyaret etti. Dönüste seyh hakkinda bilgi veren, Cagbub’da ve diger zaviyelerde yasayan dervislerin hayat tarzlarini, padisaha bagliliklarini anlatan bir rapor hazirlayip bunu padisaha sundu.

Bir Imamin Sehadeti:Abdullah Harun
AHMET EDIP BASARAN

Islam, baglilarini sadece sözle sinamaz. Sözün yanina eylemi de koymak gerekmektedir. Bütün ibadetlerde temel ilke bu yüzden dil ile ikrar ve kalp ile tasdiktir. Kalbin tasdik ettigi o öz, bir Müslümanda eyleme dönüsür. Dönüsmelidir de. Inandigimiz umdeler, esaslar dünyanin rengine ve kalibina girmeyi kesinkes yasaklar. Dünyayi inandigimiz ilkelerin özüyle degistiremedigimiz müddetçe, dünya bizi degistirmeye, baskalastirmaya baslar. Tasavvufun bize emrettigi çile ve riyazet yolu, biraz da bu degismeye ve dönüsmeye karsi panzehir islevi görür. Zulme karsi boyun egmek, zulüm karsisinda susmak, inancinizi inkar etmek en basta insanin kendi izzetini, haysiyetini inkar etmesidir. Insan bütün bir ömrü boyunca sahitlik eder. Sahitligini caniyla ödeyenlere ise sehit deriz.
Imam Abdullah Harun, sahitligini hem kaniyla hem caniyla ödemis bir isim. Güney Afrika’daki Islami mücadelenin sembol isimlerinden biri. Barney Desai ve Cardiff Morney’in Imamin Öldürülüsü isimli biyografik çalismasi, bu öncü ve sembol ismin hayatini bütün çarpici detaylariyla aktarir bize. Güney Afrika’daki irkçi apartheid rejimine karsi direnen ve Islam’in mesajini dört bir yana yaymak için soylu bir mücadelenin içine giren Imam Harun’un hayati basli basina çok önemli bir ibret ve suur vesikasi. Ibret çünkü kaçimiz o iskencelere ragmen inancimizdan zerre miskal taviz vermeyecek bir haldeyiz? Suur çünkü gördügü bütün iskencelere ragmen aklindan, kalbinden Bilal’in kizgin kayalar altinda söyledigi, Allah ahad, Allah ahad cümleleri geçen, inanmis, teslim olmus bir muvahhid Imam Harun.


(Yazilarin tamami derginin 87. sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016