KISSALARIN EN GÜZELI: HAZRET-I YAKUP'UN HAZRET-I YUSUF'A KAVUSMASI
DR. MAHMUD ESAD ERKAYA
Kardeslerinin kiskançligi neticesinde kuyuya
atilan Hazret-i Yusuf, Allah’in yardimiyla
sarayda büyüme firsati bulmasinin yaninda
fizyonomisiyle de görenleri hayran birakan bir gençtir.
Ne var ki onun yakisikli görünümü basina is açmis
ve iftira neticesinde uzun bir müddet hapis yatmak
durumunda kalmistir. Suçsuzlugunun anlasilmasiyla
temize çikan Hazret-i Yusuf, hükümdarin güvendigi
bir danisman konumuna gelmis, daha sonrasinda ise
hazinenin basina getirilmistir. Hiç süphesiz Hazret-i
Yusuf’un Misir’da böyle önemli bir makama gelerek
iktidar sahibi olmasi Allah’in ona bir lütfu ve ikramidir.
Zira Allah, isinin hakkini veren dürüst kullarinin
emegini zayi etmemektedir.
MÜ'MIN ISTIKAMET SAHIBIDIR
DR. IBRAHIM TOZLU
Din, peygamberler araciligiyla insanlara ulasmistir. Akil sahiplerini muhatap alir. Insanlari hakikate davet eder. Yüce Allah dini, dosdogru olmakla takdim etmistir. (Bkz. Enam, 161; Tevbe, 36; Yusuf, 40; Rum, 30) Kur’an geçmis ümmetlerde dalalet/sapiklik içindeyken istikamete yönelenleri misal gösterirken, Hazret-i Ibrahim ile ona iman edenlerin -millet-i Ibrahim- iman mücadelesinden özellikle bahseder. (Bkz. Al-i Imran, 95; Nahl, 120) Hanif adini verdigi bu iman ehlinin en ayirt edici vasfi, inanç esaslarinda dosdogru olmak ve kesinlikle sirke düsmemektir. Efendimizin (sas) peygamberligiyle dosdogru din tastamam olmustur. Rabbimizin kelami söyledir: “Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladim ve sizin için din olarak Islam’i seçtim.” (Maide, 3) “Süphesiz Allah katinda din Islam’dir.” (Al-i Imran, 19) Dolayisiyla Islam, “Allah’a yönelen, O’na ortak kosmayan kimseler olun.” (Hac, 31) buyruguyla dini tamamen Allah’a has kilmayi -hanif olmayi- emretmis ayrica, “Emrolundugun gibi dosdogru ol. Beraberindeki tevbe edenler de dosdogru olsunlar.” (Hud, 112) emriyle müntesiplerinden inanç ve amellerinde dosdogru -istikamet ehli- olmayi talep etmistir. Geçmiste hanif adiyla anilan, bugün, son dine teslim olan her Müslüman mü’mindir. Islam’dan baska din yoktur: “Kim Islam’dan baska bir din ararsa, bilsin ki o din ondan kabul edilmeyecek ve o ahirette hüsrana ugrayanlardan olacaktir.” (Al-i Imran, 85)
ARIF KIMDIR, MARIFET NEDIR?
DR. KÜBRA ZÜMRÜT ORHAN
Marifet ve irfan es anlamli kelimeler olup sözlük anlamlari tanimak ve bilmektir. Tasavvufi bir kavram olarak, Allah hakkinda sahip olunan tecrübi bilgiyi ifade için kullanilmaktadirlar. Marifet ve irfan, sufilerin, ruhani halleri yasayarak, manevi ve Ilahi hakikatleri tadarak elde ettikleri bilgidir. Bu itibarla sufiler, ilim ile irfana farkli anlamlar yüklerler. Onlara göre ilim, zihni faaliyetlerle elde edilir ve her türlü bilgi için kullanilirken marifet; Allah ve O’nun (cc) isimleri, sifatlari, fiilleri hakkinda manevi tecrübeyle, dogrudan elde edilen bilgiyi ifade için kullanilir. Irfan sahibi olan kimseye arif denir.
IBN ATAULLAH ISKENDERI ILE HASBIHAL
DR. NURULLAH KOLTAS
Ibn Ataullah Iskenderi: Canim fakir! Bil ki Cenab-i Hak
zahirdir ve O’ndan (cc) zahiri yoktur. Mazharlarda zahir
olan, hatta mazharlar zuhur etmeden önce bile zahir
olan yine O’dur. Bu açidan bakildiginda, istidlal ya da
çikarim yoluyla O’nu tanimak, suhud ile tanimanin
altinda bir konumda yer alir. O’nun (cc) varligini ispat
için delil getirmek de kendi içinde bir perde barindirir.
Zira hakikatte var olmayan bir sey, nasil olur da O’nun
(cc) varligini ispat edebilir?
Seyyar: Üstadim, istidlal olmadan O’nun (cc) varligi nasil
delillendirilebilir?
Ibn Ataullah Iskenderi: Hakk’i delillendirme degil Hak
ile delillendirme yegdir. Zira bu iki istidlal arasinda fark
bulunmakta. Hak ile delil getirmek, hakikati ehlinden
ögrenip meseleyi kökünden halletmektir. Hakk’a delil
getirmek ise O’na (cc) henüz ulasilmadigi içindir. O
kaybolmamistir ki bulunsun ve asla uzak degildir ki
eserler O’na ulastirsin.
DÜNYADAN UYANIS VAKTI: KIYAMET ASISI
AHMET EDIP BASARAN
Dünyaya alismak bir gaflet isaretidir. Dünyadan büsbütün kopmak da öyle. Islam, sonsuz güzellikte bir denge hali üzerinde yasamayi emreder bize. Ne ifrat ne de tefrit. Bugün büsbütün olumsuz bir çagrisimin içine hapsedilmis vasati emreder din. Vasat ortadir. Ortalama degil. Siradanligin içinde sira disi olma eylemi bize vasatligin yol haritasini verir. Müslüman bu bilinçle yasar. Dünya onun için bir kiyamet provasidir. Dünyadayiz ama dünyada kalici degiliz. Dünya kurtarilacak bir yer degil mü’mince bir asaletle, erdemle yasanacak yerdir. Bu sebepten bir Müslüman için dünya yasanacak, mamur edilecek, güzellestirilecek bir tarla gibidir. Her baslangicin bir sonu vardir. Ve ölüm, ulu bir hatirlatici olarak her dem kulaklarimizin dibinde uguldar durur. Ölüm küçük kiyamettir. Insani ve dünyayi büyük kiyamete hazirlar.
ÇAGIN VEBASI: OTIZM
KEMAL ÖZER
Ikinci Cihan Harbi sadece merkezin Avrupa’dan Amerika’ya kaymasiyla neticelenmemis, ayni zamanda tibbin kapitalizmin bir metai olmasina ve dolayisiyla da hastalik endüstrisinin yayginlasmasina yol açmistir.
1950 özellikle de 1980 sonrasinda mazide görülmeyen yahut nadiren rastlanan hastaliklar salgina dönüsmüstür. Günümüz tibbi özellikle savas dönemlerinde yokluk ve çaresizlik yüzünden ortaya çikan hastaliklari yok ettigini iddia eder. O, bunlarin yok edilmesi söyle dursun, aksine kendisi para tuzagina ve insanligi yönetme girdabinin taseronluguna düsürüldügünü göremeyecek kadar da kibirli.
KIRKAMBAR
M. NEZIHI PESEN
Dosta Dogru Son Yolculuk
1890’da Konya Sille’de baslayan müderrisligi 1924’te medreselerin kapatilmasiyla son bulan Musa Kazim Efendi, 34 yillik bu yogun ve bereketli ugrastan sonra evine çekilmistir. Bir müddet daha evine gelenlere ve Konya müftülügünce zaman zaman görevlendirildigi için Ak Camii’de yaptigi vaazlardan sonra, son yillarini evinde geçirmistir. Bu son yillarini özellikle hastaligi ve ihtiyarligindan dolayi evinden çikmadan geçiren Musa Kazim Efendi, 1935 yilinda hastalanir ve hastalanip bayilmasindan yirmi bes gün sonra 10 Agustos 1935’te dar-i bekaya göç eyler. Vefat ederken agzindan dökülen söz Resulullah Efendimizin (sas) kelam-i serifleridir: Er-refikü’l-ala!
(Yazilarin tamami Ilim ve Irfan'in Ocak, 2019 sayisinda.)