NIYETTE DÜRÜSTLÜK, SÖZ VE DAVRANISTA DOGRULUK: SIDK
DR. KÜBRA ZÜMRÜT ORHAN
Sidk, sadakat, yani dogruluk, Islam ahlakinin en temel vasfi, bir mü’minin de olmazsa olmazidir. Sözlükte; gerçege uygun söz, yalanin ziddi olarak tanimlanan sidk; Islami kaynaklarda; hakikati ifade eden, gerçege uygun olan söz; dogruluk,
dürüstlük, güvenilirlik anlaminda kullanilir. Ilk dönem sufilerinden Ebu Yakup, “Sidk gizli ve asikar hakka uymaktir. Gerçek sidk ise tehlike söz konusu olan
yerlerde bile hakki söylemektir.” demistir. Müellif sufilerden Kuseyri’nin üstadi Ebu Ali Dekkak (ks), “Isin diregi sidktir, her is onunla tamam olur, onda nizamini
bulur. Nübüvvetin hemen altindaki derece sidktir. Allah Teala, ‘Onlar Allah’in kendilerine ihsanda bulundugu nebiler ve siddiklarla beraberdir.’ (Nisa, 69) buyurmustur.” demektedir. Kendisine sidkin ne oldugu sorulan baska bir sufi de, “Sidk, niyetteki yönelisin saglamligidir.” demistir. Sidkin bir diger tarifi özü sözü, içi disi bir olmaktir. Bu baglamda Hazret-i Mevlana’nin meshur sözü, “Ya oldugun gibi görün ya göründügün gibi ol!” tam anlamiyla sadakati tanimlamaktadir.
MUTTAKI BIR MUHADDIS: IMAM NESAI
ISLIM GÜMÜSTEKIN
Tam adi Ahmed bin Suayb bin Ali bin Sinan, Ebu Abdurrahman olan Imam Nesai, bugün Türkmenistan topraklari içerisinde yer alan, dogdugu zaman Horasan topraklarinda bulunan Nesa sehrinde, Hicri 215, Miladi 830 yilinda dünyaya gözlerini açmistir. Mensup oldugu aileyle, çocukluk ve ilk yetisme yillariyla ilgili bilgimiz sinirlidir. Ancak yasamis oldugu döneme baktigimizda ilmi feyiz ve bereketin etrafi sardigi ve özellikle önemli muhaddis simalarin hadis toplamak için en çok seyahat yaptigi sürecin nasibine kavustugunu görmekteyiz. O, bu ilmi lütuflari küçük yaslardan itibaren büyük bir özveriyle kucaklamis ve ömrünün sonuna kadar sürdürmüstür. Erken yaslarda Kur’an hafizligini tamamladiktan sonra kendi yöresinde bulunan alimlerden rical, kiraat, tefsir ve lügat egitimlerini de tamamlamistir. Islami ilimlerle ilgili müfredati büyük bir muvaffakiyetle bitiren ve bu alanlarla ilgili yaklasik 450 kadar alimden faydalandigi rivayet edilen Imam Nesai, hadise ilgi duymus ve on bes yasindan itibaren hadis tahsiline yogunlasmistir.
SAH-I NAKSIBEND'IN TASAVVUFI SAHSIYETI
PROF. DR. KADIR ÖZKÖSE
Emir Külal’in yaninda tarikat ve erkanini ögrenen Sah-i Naksibend Hazretleri, üveysi usulle Abdülhalik Gücdevani’nin ruhaniyetinden istifade etmistir. (Algar, 1991:IV/458) Çagina yetismeden ve kendisiyle yüz yüze görüsmeden feyiz aldigi üveysi mürsidi Abdülhalik Gücdevani, ona manevi âlemde zikrullahla mesgul olmasini, yaratilmislara sefkat gösterip hizmet etmesini, ser’-i serife sadakat göstermesini, istikamet üzere olmasini, azimetle amel edip Sünnet-i seniyyeye ittiba etmesini tavsiye etmistir. (Cami, 1998:530; Yilmaz, 1994:114)
BIR IRFAN ARAYISI: HAY BIN YAKZAN
AHMET EDIP BASARAN
Insan bir muamma. Dogu’dan Bati’ya bütün düsünürler, sairler insan denen o muammanin sinirlarinda dolasmislar hep. Herkes kendi mesrebince anlamaya, kavramaya çalismis insani. Dogru veya yanlis bir çerçeve çizmeye çalismislar. Sadelikteki karmasa veya karmasadaki sadelik. Insan nedir? Insan bütün bu arayislarin neresinde duruyor? Insani anlamak demek, o ezeli hikmetin bize ögrettigi ilke geregince Allah’i anlamaya, O’nu (cc) yakin bir bilgiyle kavramaya dönük bir incelige sahip. Gelenegin kadim metinlerinde insan, âlemin özü olarak tanimlanir. Ayni zamanda küçük bir âlemdir insan. Büyük âlemi tanimak da bu sebeple o küçük âlemi tanimaktan, anlamaktan geçer.
SIHHATIN ÜÇ SARTI VE KIS MEYVELERI
KEMAL ÖZER
Insanlar sihhatlerini önemli ölçüde kaybettiler.
Bunun en temel nedeni, dogru gidayi,
dogru zamanda, dogru miktarda yememektir.
Beslenmenin temel ölçüsü; acikmadan yememek, doymadan
kalkmak ve yenilen seylerin tabii niteliklerinin
korunmus olmasidir.
Ne yazik ki, günümüzde her meyve-sebze her mevsimde
yenilip içilir oldu. Oysa her gidanin farkli mevsimlerde
yaratilmasinin hikmetleri var. Mesela kuru fasulye
yazin yenilirse, vücutta hararete ve gaza neden olur.
Kisin yenilirse de bedeni isitarak hastalanmayi engeller.
Bu nedenle kisin kuru fasulye, yazin ise taze fasulye
yenilmelidir.
Meyveler de böyledir. Trabzon hurmasi, nar, mandalina,
portakal kis meyveleridir ve yazin yenilmemelidir.
Karpuz, kavun ise yaza aittir. Bu yazimizda Trabzon
hurmasi ile nari ele alacagiz.
(Yazilarin tamami Ilim ve Irfan'in Kasim sayisinda, sayi: 75)