| Ağustos | 2013 | DIGER YAZILAR | Okunma: 1905
BAYRAMIN RUHU, RUHUN BAYRAMI
AHMET BIRLER
“Ey iman edenler, iman ediniz.” ayet-i kerimesinin manasini anlamak için Ramazan ayina bakmak yeterli. Ramazan ayi boyunca terbiye edile edile kivama gelen mü’min ruh, Ramazan ayinin sonuna dogru bir iman lezzeti ikramiyla karsilasir. Bedeni artik ilk günlerdeki gibi direnmemektedir. Oruçla dost olmustur. Normalde günde bes vakit namaz kendisine zor gelebilirken, Ramazan ayi boyunca teravihleri de vakit namazlarina ekleyen bedeni, namazi dogal bir günlük ritim gibi duymaya, algilamaya baslamistir.

En akilli yatirim
Ramazan ayinin kadr ü kiymetini en iyi arifler bilirmis. Çünkü siradan insanlar için, oruç gibi nefsin en çok korktugu bir ibadetin ayi demek olan Ramazan, onlar için orucun gerisindeki sirlarin ayidir. Oruç bir anahtardir. Nasibi varsa, sirlarin bulundugu çekmeceyi mü’min onunla açar. Bazen tam açamasa da bir çekmece olduguna, içinde çok kiymetli hikmetler, manevi hediyeler, Ilahi varidler olduguna dair bir sezgiye kavusur ki bu da kiymetli bir duyustur. Arifler içinse bu sirlar hep açiktir. Onlar için oruç bir dosttur. Siradan insan dünya ile arasina mesafe koymak için oruçtan yararlanir. Arifse, dünya ile arasi zaten açik olan kimsedir. Onun için Ramazan zor degildir, zaten yasamakta oldugu bir halet-i ruhiyenin bütün bir dünyada iktidara gelme zamanidir.

SADAKATIN ZIRVESI: EBU BEKIR SIDDIK (ra)
SAADETTIN ACAR

Ilk Müslümanlardan ve “hulefa-i rasidin” olarak tabir edilen, Resulullah Efendimizden sonraki dört büyük halifenin birincisi. Tam adi Ebu Bekir Abdullah bin Ebi Kuhafe Osman bin Amir’dir. Kureysî ve Teymî’dir. Ebrehe’nin Kâbe’yi yikmaya tesebbüs ettigi Fil vak’asindan üç yil sonra Mekke’de dogmustur. Fil vak’asi yilinda dünyaya gelen Resulullah Efendimizden üç yas küçüktür. Annesi Ümmü’l-hayr Selma Islamiyet’in ilk yillarinda, babasi Ebu Kuhafe Osman ise Mekke’nin fethinden sonra Müslüman olmuslardir.

Çok sadik ve çok samimi
Hazret-i Ebu Bekir çesitli lakaplarla anilmaktadir. Bunlarin en bilineni “siddîk”tir. “Çok sadik ve çok samimi” anlamlarina gelen bu lakabi Miraç hadisesinden sonra sik kullanilmaya baslanmistir. Bununla birlikte, “güzel ve soylu” anlamlarina gelen “atîk” lakabi da kaynaklarda sikça zikredilmektedir. Abdullah olan adi pek kullanilmamakla birlikte, bu ismin Resulullah Efendimiz tarafindan cahiliye dönemindeki Abdu’l-Kâbe olan adinin yerine verildigi belirtilmektedir. Bekir adinda bir çocugu bulunmamakla birlikte “Bekir’in babasi” anlamina gelen Ebu Bekir adini niçin aldigina dair kaynaklarda bilgi verilmemektedir. Hem anne, hem de baba yoluyla Peygamber Efendimizle, Mürre’de birlesmektedir.

NASIBIN VARSA BIR NAZAR YETER
KÂMIL YESIL

Adamin biri seker satiyormus. Müsteri kiliginda bir dervis iki parmagini sekerciye dogru uzatmis, sekercinin gözlerini çikarmaya ramak kalmis.

Sekerci, “Ne yapiyorsun be adam, delirdin mi?” diyerek basini kaçirmis.
Dervis, “Demek gözlerin görüyor.” demis.
“He, görüyor ne var bunda?!”
“Gözlerin görüyor da burada ne yapiyon?” demis sekerciye, dervis.
“Görmüyon mu, seker satiyom.”
“Ya satiyon demek.”
“E, bu sekerleri satip ne yapacaksin?”
“Eve biber alacagim, patlican alacagim, sogan sarimsak alacagim. Ekmek alacagim.”
“Behey saskin!” demis dervis, “Alacaklarin sekerden daha tatli degil ki. Satacagina evine seker götür. Çocuklarina seker yedir.”
Bunlari neye anlattim biliyor musun, dedi: Madem söz söyleme makaminda görüyorsun kendini, madem ilim irfandan dem uruyorsun, niye baskasina satiyorsun, nefsine satsana yavrum, kendin faydanlansana, demek için.
Anladim ki bizim gidecek çok yolumuz var.
Anladim ki biz yolu kendimize zor kilmisiz.
Yolu kendimiz uzatmisiz.
Ne denir?
Sustum.
Haklisiniz, dercesine sustum.

TASAVVUF OLMADAN OLMAZ
LÜTFI SAGLAM

Islam deyince, bizler, Hazret-i Peygamberimizin yüce Mevla’dan getirdigi emir ve yasaklari yani itikat, ibadet, muamelat ve sair ilahi kanunlari hatirlatmaktayiz. Tasavvuf ise, Ilahî kanunlari en makbul sekli ile yerine getirmektir. Baska bir deyisle dinimiz; Islam rükünleri, iman rükünleri ve ihsandan ibarettir. Buna delil olarak Hazret-i Ömer’in (ra) rivayet ettigi meshur hadis-i serifi zikredebiliriz. O hadis-i serife göre, Cebrail (as) Hazret-i Peygamber Efendimize (sas) yaklasip dizlerini mübarek dizlerine dayayarak bazi sorular sormus. Sorulan üç önemli mesele sunlardir: Islam’in rükünleri, imanin rükünleri ve ihsan. Hazret-i Resulullah, sorulara verdigi cevaptan bir süre sonra: “Ya Ömer, soru soran kisinin kim oldugunu bildiniz mi?” demistir. “Ancak Allah ve Resulü bilir.” diye cevap vermistir, Hazret-i Ömer. Resulullah da (sas), “O, Cebrail idi, size dininizi ögretmeye gelmisti.” buyurmustur. Yedi yasini dolduran her çocugun ebeveynlerine vacip olan sey, çocuklarina Islam ve iman rükünlerini ögretmektir. Peygamber Efendimiz ‘ihsan’ hakkindaki cevabi: “Allah’i görürcesine ibadet etmen. Göremiyorsan, O’nun seni gördügüne itikat etmendir.” olmustur.

BURADA HER TASIN BIR HIKAYESI VAR: URFA
ADEM DÖNMEZ

Dünya üzerindeki her sehri, ayak basilan basilmayan her yeri, mutlaka görmek istiyorum. Elbette hayallerimi süsleyen onlarca ülke ve bir o kadar da sehir var. Yeryüzündeki bütün sehirleri, Rabbim izin verdigi sürece, gezecegim. Farkinda olmadan bazi zamanlarda kendimi plan yaparken buluyorum, firsatini buldugum zaman buraya da gidecegim, su sehri de görecegim, diyorum kendi kendime. Bu sehirlerden biri var ki uzun zamandir merakla bekliyor, gidebilme planlari yapiyordum. Birkaç defa gidip gidip kapisindan döndüm, her defasinda daha da depresti içimdeki heyecan. Günler geçti, o gün geldi ve ben iste oradayim; “Hz. Ibrahim’in atese atildigi topraklardayim.”

ILIM VE IRFAN AILEMIZ

BAYRAMI BAYRAM GIBI YASAMAK
ESRA KÜÇÜK

Degismeyen bayram geleneklerimizin ilk sirasinda, “Nerede o eski bayramlar?” sorusuyla baslayan muhabbetler ve eski bayramlara güzellemeler gelir. Hemen hepimizin, çocuklugumuzdaki bayramlarla ilgili mutlu anilari ve özlemleri vardir. Bu belki de biraz, çocukluga duyulan özlemin sebep oldugu bir duygu durumu ve hiç bitmeyecek bir nostaljidir. Bu nostalji özlemi, birçogumuzda artik bayramlarin eski tadinin kalmadigi yönünde bir yargiya sebep olur. Oysa biz yasayalim ya da yasamayalim; bayramlar tüm nesesiyle, senligiyle her sene tam vaktinde gelir evlerimize. Bayram günlerinin durduk yere gelen o sevinç ve nese duygusunu içimizde hissetmiyor olsak bile; çoluk-çocuk, yegen-kardes, etrafimizdaki tüm çocuk ve gençler için de özlemle hatirlayacaklari bayramlar hazirlamayi bir görev olarak görebiliriz. Hem bir çocuk heyecani içerisinden görülen her sey, her daim korur heyecanini…

BEN RAMAZAN’I ÇOK SEVDIM
FATIH KÜÇÜK

Arkadaslar merhaba.
O huzur kokan sahurlariyla, dualarla yenen iftar yemekleriyle, teravih namazlariyla, camileri süsleyen mahya isiklariyla, bin aydan hayirli Kadir gecesiyle, davulcusuyla, gizliden gizliye yapilan hayirlariyla Ramazan geldi ve geçiyor. Dedemin Kur’an kursu dersleri ile birlikte çok eglenceli bir Ramazan ayini geride biraktim. Kardesim Esma ise öglen ezanina kadar çocuk orucunu tuttu. O da çok heyecanliydi. Dedem onun oruç tuttugu her gün için ona küçük hediyeler aldi. Ben ise artik büyüyüp agabey oldugum için imsakla baslayip aksam ezanina kadar devam eden büyük orucu tuttum. Kur’an kursundaki arkadaslarim sayesinde oruç tutarken hiç zorlanmadim, bir de Esma karsimda çikolata yemese daha iyi olacakti ama neyse. Dedem benim durumumu anlamis olsa gerek Esma öglen ezaniyla beraber iftarini yaparken bana:
- Irfan hadi sen çik arkadaslarinla oyun oyna, diyordu.

(Yazilarin tamami Ilim ve Irfan dergisinin Agustos sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016