Yüce Allah buyuruyor ki:
“Insanlarin hangisinin
daha güzel amel isledigini
deneyelim diye süphesiz
biz yeryüzündeki seyleri ona bir
zinet yaptik.” (Kehf, 7)
Babam Seyh Hazretleri (ks)
-içindeki her türlü nimet, arzu
ve sehvetleriyle; ayrica tasidigi
bütün cazibe ve aldatici güzellikleriyle-
bu fani dünyaya, keskin
bir bakis ve uyanik bir ferasetle
bakti ve sonuçta dünyanin; gelip
geçici bir gölge, yok olup gidecek
bir harabe ve ödünç alinmis bir
emanet mesabesinde oldugunu
anladi. Dünya cazibe ve süsünün
hikmetinin, Allah’in kullarini
imtihan etmek ve onlarin hangisinin
dünyayi daha çok terk
ettigini, kimlerin daha zahit bir
yasam sürdürdügünü, kimlerin
Allah’in emirlerine daha siki
sarildigini ve yasaklarindan
daha çok sakindigini ortaya
çikarmaktan ibaret oldugunu
kavradi.
Nitekim Hazret-i Peygamber
söyle buyurur: “Dünya tatlidir,
yesildir, güzeldir, çekicidir. Kim
onu hakkiyla alirsa, kendisi için
bereketlendirilir. Ancak nefsinin
pesinde kosarak dünya
malina dalan kimseler vardir
ki onlarin ahirette elde ettikleri
sadece cehennem atesidir.” (Kenzü’l-
A’mal, 3/184)
Yazinin tamami derginin 2025 Ocak sayisinda.