SAADETTIN ACAR | Aralık | 2024 | BASLARKEN
Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser. Esyayla temas, kabugunu kirletir. Buna ragmen temiz olan öz hep bir kivilcim, bir dokunus bekler. Çünkü silkelenmesi, küllerini temizleyip ortaya çikmasi her zaman mümkündür.
Kendisine ait bir seyle karsilastigi an adeta yeniden dirilir. Binbir kapisi vardir ama tamaminin sifresi samimiyete, sahicilige ayarlidir. Samimiyetimizin karsimizdaki fitratin nesvünema bulmasina sebep olmasi bundan. Üzeri küllenmis fitrat kendi dünyasindan bir sinyal almis gibi samimi bir dokunusla, bir tavirla, bir bakisla yeniden dirilir adeta. Iste Peygamber o dokunustur. Hâli ile nice kusatilmis, esir alinmis fitrati kendi özüne döndürür. Gösteristen uzak, sade, samimi tavirlariyla insanin öleyazan fitratlarina can suyu olur. En karanlik anda bir isik olur ve karanligi hiç var olmamisçasina yok eder. O’nun bu büyük etkisi ise sözünden çok, fitrata uygun bir hâl olarak ortaya çikmasindandir. Fitrat peygamber ile mücessem hâle gelir.
Sözün elbette bir kiymeti vardir. Neticede vahiy de bir söz olarak indi. O söz tedricen bir tavra, bir davranisa, bir hayata dönüstü. Adina sünnet dedigimiz o pratigin kökü son tahlilde bir sözdür. Hayatimizin tümünü kusatan din, Ilahî söz üzerine insa edilmistir. Yüce Allah görülemez, hakkiyla bilinemez, kusatilamaz, dokunulamaz oldugu için, insanlara peygamberler marifetiyle, örnek alinmasi gereken yüce hâllerin canli-kanli örneklerini göstermistir. Peygamberleri de kendisi terbiye etmis ve gönderdigi sözler ile onlari bir örnek ve rehber olarak insanlarin arasina birakmistir. Iste Peygamber, Allah’in insandan sergilemesini istedigi hâlin en yüksek numunesidir. Allah’in yarattigi insandan muradi, peygamber gibi yasamasi, en azindan bu yolda çaba sarf etmesidir.
Allah, peygamberleri vasitasiyla gönderdigi vahiyle etrafimiza bakip ibret almamizi murad eder. Bize varligin kesintisiz bir zikir halinde oldugunu haber verir. Zerreden küreye, enfüsten âfâka her yaratilmisin kendi dilinde konustugunu ve Allah’i tesbih ettigini bize bildirir. Disaridaki malayani söz ve gürültüye, oyalayici ve ayartici gündemlere kulaklarimizi tikayabilirsek bu narin sesleri duyabiliriz. Agaç konusur, tas inler, dag korkar, su feryat eder. Rüzgârda dinmeyen bir melodi vardir. Her kar ve yagmur tanesi zikir halinde iner. Yildizlar, ay ve günes kendi yörüngelerinde akarken hâl dilleriyle bir seyler fisildar dururlar. Sadece canlilar degil cansiz diye bildigimiz varliklar da yaratildiklari amaca uygun sekilde davranir, hâlleriyle ibadet ederler. Kulaklarimiz kirli seslerle dolduruldugu için bu ulvi nidalari duyamiyoruz. Kuslarin, börtü böcegin dilini anlayacak incelikten mahrum kalan insanoglu, hüsraninin büyüklügünü ne zaman anlayacak, ah!
“Küpün içinde ne varsa disa onu sizdirir” der Yunus Emre Hazretleri. Bütün mesele içimizdekinin sizacak ve tasacak kadar bizde yer etmis olmasidir. Bu sekilde vücut bulmus olan söz de artik hâlin dile gelmesi anlamina gelecektir. Orada dile gelen hâldir. Söz adeta o hâlin tercümanidir. Hâlin arkasindan gelen, onu izleyen sözün önünde de hiçbir güç duramaz. Zira kalpten tasan söz, varlik sahasinda dokundugu her seyi etkisi altina alir. Diger kalplerin önünde onun girisini engelleyecek bariyerler yoktur. Çok olmasi, uzun olmasi, süslü olmasi degil neset ettigi kaynagin kokusunu ve rengini tasimasi ona bas edilemez bir güç verir.

Muhterem hazirun, Hazret-i Muhammed’in peygamber olarak gönderilmesi...

Insanin fitrati tertemizdir. Ne var ki zamanla disardaki enkazin, toz dumanin külleri üzerine düser....

Ilim ve Irfan dergisinin 2024 Aralik sayisi sahsiyet dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024