Muhterem hazirun, Hazret-i
Muhammed’in peygamber
olarak gönderilmesi
hayatin akisinda köklü birtakim
degisiklikler meydana
getirdi. O günkü insanlari çepeçevre
kusatan gelenek ve göreneklere
kapsamli bir çekidüzen verdi. Zira
Resulullah’in görevlendirildigi toplum
körü körüne cahili bir hayat yasiyor,
adeta vahsi canavarlar gibi yasamlarini
sürdürüyorlardi. Zulüm-baski
ve haksizliktan, talan-yagmalama
ve kan dökmekten, kizlarini diri
diri topraga gömmekten ve putlara
tapmaktan baska hiçbir sey bilmiyorlardi.
Evet Hazret-i Peygamber’den
önceki insanlarin durumlari böyleydi.
Iste yüce Allah, insanlari
hikmet ve güzel ögütle Allah’in
dinine çagirmasi için elçisini görevlendirdi.
Cehaletin karanligindan
ilim ve marifetin aydinligina, düsmanlik
ve öldürmeden sevgi ve
kardeslige, zulüm ve haksizliktan
adalet ve iyilige, putlara tapmaktan
rahman ve rahim olan Allah’a ibadet
etmeye yönlendirdi.
Yüce Allah sanli kitabinda söyle
buyurdu: “And olsun ki içlerinden,
kendilerine Allah’in ayetlerini
okuyan, onlari arindiran, onlara
kitap ve hikmeti ögreten bir peygamber
göndermekle Allah, mü’minlere
büyük bir lütufta bulunmustur.
Halbuki daha önce onlar, apaçik bir
sapkinlik içinde bulunuyorlardi.” (Al-i
Imran, 164)
Yazinin tamami derginin 2024 Aralik sayisinda.