Muhterem Müslümanlar, babam
Seyh Hazretlerinden su sohbeti
dinledim, buyurdular ki: Hasan
Basri ile Ömer bin Abdülaziz arasinda
muhtesem bir sevgi vardi
ve çogu kez mektuplasiyorlardi.
Bu iletisimleri hep ögüt, nasihat
ve irsattan ibaret idi. Ömer
bin Abdülaziz halife oldugunda
Hasan Basri kendisine su satirlari
yazdi: “Dünya ürkütücü bir
mekandir; nitekim Hazret-i Adem
ceza sonucu olarak cennetten dünyaya
indirilmistir. Ey mü’minlerin
emiri, dünyada kendi yaralarini
tedavi eden bir kisi gibi ol; nitekim
yaralarini tedavi eden kimse, ilaçlar
ne kadar aci ve acitici da olsa
katlanmak ve sabretmek zorundadir.
Zira sabredip tahammül
göstermedigi takdirde musibet ve
sikinti daha çok büyüyebilir.”
Aziz kardeslerim, akilli insan dünyaya
dikkatlice bakar ve kendi
pesinde kosan tâbilerini ne hale
getirdigini ibretle izler. Ayrica
yine akilli insan beraberlerinde
hiçbir sey götürmeden bu diyari
terk edenleri ibret gözüyle seyreder.
Evet bizden öncekiler dünyayi
bizlere birakip gittikleri gibi biz
de bizden sonra gelenlere birakip
gidecegiz; bir gün buradan ayrilacagiz.
Bizden sonra gelenler de
yine bir baskasina birakip terk-i
diyar edeceklerdir. Dünya hayatinin
son bulmasiyla ilgili Ilahi
vaad gerçeklesinceye kadar bu
çark böyle devam edecektir.
Hazret-i Ali buyuruyor ki: “Hayatini
tefekkür içerisinde yasayan,
ömrünü sabir, ibret ve ders ile
sürdüren kimseye ne mutlu! Her
beklenen gelecek ve her gelecek
de yakindir.”
Yazinin tamami derginin Eylül, 2024 sayisinda.