Yüce dinimiz olan Islam,
parlak günesi ile ortaya çiktigindan
beri sürekli olarak
sinsi din düsmanlariyla karsi karsiya
kalmistir. Bu düsmanlar Islamiyet’in
tertemiz görünümünü kirletmeye,
temel ilkelerini yok etmeye muhtesem
ögretilerini silmeye ve güçlü
temellerini yikmaya çalisiyorlar.
Bu çabalarini gerçeklestirmek için
de Islam ümmetinin bu gününü
geçmisinden koparma, önder sahsiyetleriyle
arasina engel koyma,
alimlerinden ve müçtehitlerinden
uzaklastirma yolunu tercih ediyorlar.
Temelsiz gerekçeler, bos iddialar
ve kof süphelerle ümmetin fertlerini
kandirmaya gayret ediyorlar. Nitekim
sahsiyeti zayif ve bilgisi kit olup
nefs ve hevalarinin pesinde kosan bir
kisim insanlari ikna etmeyi basardilar.
Bunlar Islam’a asilsiz iftiralar
yakistiran, bir sürü yalan ve ithamla
Müslümanlari lekeleyen, basit dünya
menfaati karsiliginda dinlerini satan
bedbahtlardir. Dinden fersah fersah
uzak olmalarina ragmen din adina
konusma yüzsüzlügüne girdiler. Kurtlarin
kalplerini tasimalarina ragmen
koyun postuna büründüler.
Nitekim Hazret-i Peygamber (sas) bu
tiplerin tehlikesine dikkat çekerek
bizleri ikaz sadedinde söyle buyurmustur:
“Gecenin zifiri karanligi gibi
fitneler ortaligi kusatmadan önce
hayirli isler yapmaya acele ediniz.
O zaman insanlar mü’min olarak
sabahlar kafir olarak geceler; mü’min
olarak geceler kafir olarak sabahlar.
Dinini basit bir dünyaliga satar.”
(Müslim, Iman, 186)
Evet muhterem Müslümanlar, din
düsmanlari Islamiyet’in güzelim
suretini çirkinlestirmek için her türlü
araca basvurmuslar; Müslümanlarin
kafalarina soru isaretleri birakmak ve
dinleriyle ilgili süpheye düsürmek
için her türlü yolu kullanmislar; Müslümanlarin
arasina fitne sokmak için
çalmadiklari kapi birakmamislardir.
Yazinin tamami derginin Temmuz, 2024 sayisinda.