Teslimiyet ve inanç
müride çok yararli olan,
faydasi dokunan ve ona
yüce Allah’in rizasini kazandiran
hususlarin basinda gelir.
Sahabe-i kiram ulastiklari üstün
makamlarin ve elde ettikleri
yüce mertebelerin tamamina,
Allah’in emirlerine teslimiyet
ve Hazret-i Peygambere itaat
sayesinde kavusmuslardir.
Allah’in indirdigi tüm emir ve
yasaklarin geregini yapmalari
onlara üstün manevi mevkiler
kazandirmistir. Yüce Allah
buyuruyor ki, “Peygamber, Rabbi
tarafindan kendisine indirilene
iman etti, mü’minlerin tümü de
Allah’a inandilar.” (Bakara, 285)
Hazret-i Peygamber yüce Allah
tarafindan kendisine indirilene
iman ettigi gibi mü’minler de
ayni sekilde Efendimiz Muhammed’e
indirilen her seye iman
edip emirlerine boyun egdiler
ve yasaklarindan kaçindilar.
Naksibendi-Haznevi tarikatina
intisap ederek Allah’in büyük bir
ikramina mazhar olan bir kimse
Seriat-i Muhammediye’nin hizmetkari
olan tarikatin adabini
yerine getirme konusunda çaba
gösterir. Bu noktada yapilmasi
gereken ilk ve en önemli is,
saglam bir itikada sahip olmak,
dogru, gerçek ve müstakim olan
bu adaba teslim olmak ve tam
teslimiyet içinde bulunmaktir.
Ancak bu sayede bahsettigimiz
faydalara ve manevi makamata
ulasabilirler. Aksi takdirde herhangi
bir fayda söz konusu olmaz.
Öyle ya, kisi itikat etmedigi ve
teslim olmadigi halde birtakim
feyiz ve nispet beklentisi içinde
nasil olabilir?
Yazinin tamami derginin Subat 2024 sayisinda.