Insanligin hikayesi ayni zamanda maddi ve manevi anlamda bir tekamül hikayesidir. Bu tekamül modern zamanlarda tekrarlanagelen biyolojik gelisim ve degisimden farkli ve onun çok ötesinde, daha çok ruhi ve manevi bir zenginlesme ve derinlesmeyi ifade eder. Buradaki degisimin yani ruhi tekamülün öncüleri de peygamberlerdir. Peygamberler insanlarin önünde yürüyen rehberler, onlari dogru istikamette tutan büyük mesuliyet anitlari, ruh adamlaridir. Onlar tekamül eden degil tekamül ettiren mana erleridir. Onlarin tekamülünden söz edemeyiz zira her peygamber kamil bir insandir. Peygamberlik, ilk peygamberden itibaren insanligin en yüksek kemal derecesinin ifadesi olmustur. Bu meyandaki tekamül peygamberlerin disindaki insanlar için söz konusudur.
Bir kaybedis-bulus, bir düsüs-kalkistan ibaret olan insanligin serüveni, yeryüzü yürüyüsü bir peygamberin öncülügünde baslamistir. Bu, ayni zamanda ilk peygamber olan ilk insanla beraber Allah’in, son peygamber ile kemale erdirecegi dininin temellerini de attigini göstermektedir. Dolayisiyla ilk insanin ayni zamanda ilk peygamber olmasi beraberinde insanligin ve dinin kesintisiz bir sekilde beraberligini, ayrilmazligini gösteriyor.
Peygamberlerin her biri Allah Teala’nin büyük mesajinin unsurlarinin birer müjdecisidir. Adeta bir yap-bozun parçalari gibi her peygamberle büyük resmin önemli ve olmazsa olmaz parçalarindan birisi yerine yerlestirilmistir. Tipki yap-boz gibi, her biri bütün hakikatin bir parçasini ifade eder ama hiçbiri digerinin tekrari veya benzeri degildir. Her birisi özel ve özgündür, bütün için olmazsa olmaz bir kiymeti haizdir.
Tabi burada degismezler de vardir elbette. Ilk peygamberden itibaren bu degismezler kesintisiz ve noksansiz bir sekilde vurgulanmistir. Tevhid, adalet, merhamet, sadakat, teslimiyet, sabir, sükür gibi bu degismezler bütün peygamberlerin hayatinda olmazsa olmaz birer ilke olarak dikkati çekmektedir. Dolayisiyla peygamberlerin hayati bu tarafiyla kesintisiz bir yürüyüsü, sahih bir gelenegin güçlü bir sekilde sürdürülmesini ve yeniden ve yeniden hatirlanisini ifade etmektedir.
Evet, her peygamber bir tarafiyla yenilik, bir tarafiyla da eskinin güçlü bir sekilde yeniden hatirlanisi ve dirilisi demektir. Çünkü peygamber Allah’in gidisata direkt müdahalesidir. Allah peygamberlerinin eliyle bozulani düzeltir, unutulani hatirlatir, bellekleri tazeleyip yeniler. Onlarla insana, daha önce mahrum olduklari bilgi, hikmet, marifet pinarlarinin yollari açilir.
Hikmetini ancak kendisinin bildigi bir sebeple Allah, insana haber vermek istediklerini onlara tedricen ulastirmistir. Bu yüzden peygamberlerden bazisi daha çok yenilik getirmis, bazisi ise Allah’in irade ettigi kadarini insanlara ulastirmistir. Temelde tümü ayni esaslarin etrafinda döndükleri ve ayni ilahi döngünün içinde kaldiklari halde misyon açisindan her biri farklidir. Her peygamberin bütünü anlatmak, tekrarlamak, degismez olanin altini sürekli ve yeniden çizmek gibi vazifelerinin yaninda, sadece kendisine ait, kendisiyle gelen, insanligin önüne bir ilke olarak ilk kez kendisiyle konulan vazifeleri de vardir. Bu açidan bakildiginda her peygamberin temsil ettigi, hayatinda öne çikardigi bir kavrami oldugunu söylemek mümkündür. Eger peygamberlerin hayatini dogru ve bu gözle okuyabilirsek muhtemeldir ki her birinin hayatindaki baslica kavrami da tespit edebilmek mümkün olacaktir. Belki de bize düsen budur; peygamberlerin getirdigi bu yenilikleri okuyabilmek ve anlayabilmektir. Öbür türlüsü peygamberleri, birinin bir öncekinin söylediklerini sadece tekrarlayan mukallit insanlar durumuna indirger ki bu, peygamberligin önemini hafifletir.
Öyleyse hiçbir peygamber tarihsel bir okumaya tabi tutulamaz. Onlari tarihi bir figür olarak ele alamayiz. Çünkü peygamberlerin bütün o külli esaslari vurgulamalarinin yaninda her birisinin hayatinda tablolastirdigi özel ilkeler vardir. Her bir peygamberin bütünü hatirlatan ve tamamlayan ve insanlik var oldukça da ihtiyaç duyulacak çok özel bir misyonlari vardir.
Ulu’l-azm tabir edilen peygamberlerin sayisi bestir. Bunlarin her birisi adeta peygamberlik müessesesinin birer tasiyici kolonudur. Sahih gelenegimizin bize haber verdigine göre bu bes büyük peygamber Hazret-i Muhammed, Hazret-i Ibrahim, Hazret-i Musa, Hazret-i Isa ve Hazret-i Nuh’tur.
Allah’in selami onlarin ve tüm peygamberler efendilerimizin üzerine olsun.