SAADETTIN ACAR | Ağustos | 2023 | BASLARKEN
“Varligi ve esyayi oldugu hâl üzere görme”, tasavvufun insani ulastirmak istedigi en yüksek hedeflerin baslarinda gelir, diyebiliriz. Bu hedef de Resul-i Ekrem aleyhisselamin, “Allah’im, bana esyanin hakikatini göster” hadis-i serifinden mülhem olmalidir. Islam’in özü diyebilecegimiz tasavvufun ilkeleri bu hakikatten uzaklasan insani mütemadiyen asli yerine çekmeye, onu bu idrak seviyesine çikarmaya çalisir. Çünkü insan dünyayla temas kurdukça, masiva ile mesgul oldukça kirlenir ve esyanin hakikati ile arasindaki perde yogunlasir. Günahlar, haramlar insan ile saf hakikat arasinda kalin bir perdeye dönüsür. Esya, üzerine yaratildigi hâlden baska bir hâle döner. Bulaniklasir, baskalasir. Gizemini ve derinligini yitirir, adeta sadece görünenden ibaret bir cisme dönüsür. Iste sufiler bu kesafeti olabildigince inceltmek hatta mümkünse bu perdeyi tümden kaldirmak için insana bazi yollar ögretir. Bu zorlu mücadele ve mücahedede ona yol yordam gösterir. Onlarin ihtisasi bu noktada yogunlasmistir çünkü.
Mustafa Kara Hocamiz bir konusmasinda, üç boyutlu bir resimden yola çikarak bu meseleyi izah ediyordu. Yüzeysel bir bakis, ilk resmin ardindaki resmi görmez, göremez. Yine bir resmin perdeledigi ikinci ve üçüncü resimleri görebilmek için bazi sartlar vardir: Resmi sabit bir yere koymak, bütün dikkati ona vermek, etrafindaki her seyden uzaklasmak, bir müddet bu hâl üzere durmak. Bu sartlara riayet edildiginde, ilk bakista görünenin arkasinda ikinci hatta bir müddet sonra onun da arkasinda bir üçüncü resmin oldugu görülür. Adeta perdeler çekilip yeni sekiller ortaya çikar. Bunun için de durmak, dikkat etmek, odaklanmak, üzerine egilmek gerekir ama. Bunlara dikkat edildiginde yepyeni dünyalarin kapilari aralanir. Yükselis de o vakit gerçeklesir.
Üstad Muhyiddin Sekur, seyhinden naklen bir cümle aktarir: “Yükselmek için agirliklarimizdan kurtulmak gerekir.” Masiva ile mesguliyet agirliktir, kalbimizi yoran her sey kurtulmamiz gereken birer yüktür. Biriktirdigimiz her sey; mal, mülk, bilgi yükselisimizin önünde birer maniadir. Gaflet hedeften uzaklastirir, manevi hastaliklar kalbi karartir. Onlardan kurtulmadikça mertebe katetmek yani yükselmek ve derinlesmek mümkün olmaz. Onlardan kurtulmak da onlari yok etmek degil onlari asmaktir elbette.
Aslinda insan hakikate alisik ve onunla barisik olarak dünya yolculuguna baslar. Fitrat yani yaradilisin en saf hali, varlikla ve esyayla bir ülfet ve ünsiyet içindedir. Dünyayla temas ise fitrattan uzaklastirir ve insani esyaya ve varliga yabancilastirir. Ülfet ve ünsiyet vahsete elverir. Ibadetler insanin bu yabanciligini yani vahsetini tekrar ülfete dönüstürebilmek için insana sunulmus olan muazzam bir imkandir. Yalnizca ubudiyetle insan kusatildigi masiva çemberini yarabilir. Fizigin baskisindan ancak onun ötesine uzanarak kurtulmak mümkün çünkü. Bedenen fizige mahkum olan insan ancak ruhunu kesfederek onun ötesine uzanmaya yol bulabilir. Baska türlü mümkün degil bu zindanin duvarlarini yikmak.
Tasavvuf bize, hapsedildigimiz bu dünyanin sinirlarini asmanin imkanini gösterdigi için degerlidir, önemlidir. Baska bir dünyanin imkanini bize bildirdigi için de öneminden hiçbir sey kaybetmeden yolumuzu aydinlatmaya devam etmektedir.

Muhterem Müslümanlar! Babam Seyh Hazretlerinden duydum, buyurdular ki...

Sözün bu kadar kiymete bindirilmis ve hâlin bu denli degersizlestirilmis olmasi insanoglunun hiç de hayrina olmayan bir durumun habercisidir....

Ilim ve Irfan dergisinin Ekim 2024 sayisi ihlas dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2024