Yüce Mevla sanli kitabinda
buyuruyor ki, “Inaniyorsaniz,
benden korkunuz.” (Al-i
Imran, 175) Böylece yüce
Allah, inanma ile korku arasinda
bir bag kuruyor. Hatta aralarinda bir
sebep-sonuç iliskisi oldugunu vurguluyor.
Korkuyu inanmanin sonucu olarak
belirtiyor. Yani iman sebep ise, korku
da sonuç oluyor; iman varsa korku da
olacaktir, deniliyor. Su halde bir kiside
korku yoksa iman da yoktur.
Aziz kardeslerim, zaten iman kalpte
yerlesen ve fiillerle uygulanan seye
verilen isimdir. Kalptekinin eylemlerle
onaylanmasidir. Baska bir deyimle
iman; Allah’a, meleklerine, kitaplarina,
peygamberlerine, ahiret gününe
ve -hayriyla serriyle- kaderin Allah’tan
olduguna inanarak bilgi sahibi olmanin
adidir. Bilimsel olarak korku; kalbin
aci duymasi seklinde tanimlanir. Yani
ileride karsilasacagi sikintidan kalbin
ürpermesidir korku. Allah’a iman eden
kisi, ileride cennete girememe ihtimalinden
korkar. Cehenneme girmekten
korkar. Nitekim babam Seyh Hazretlerinin,
“Korku duygusu tasimayanin
cennete girememesinden endise edilir.
Zira korku ortadan kalkinca bu kisi,
pervasizca günahlara dalar isyanda
bulunur.” dedigini duymustum. Yine
babam Seyh Hazretlerinden duydum,
buyurdu ki: Büyük velilerden Davud-u
Tai bir caddede yürürken aniden
bayilmis. Ögrencileri onu hemen eve
kaldirmislar. Ayildiginda olayin sebebi
sorulunca su cevabi vermis: “Tam o
noktada günah islemistim; birden
kiyamet gününde Allah’in huzuruna
çikacagim vakti hatirladim; bu yüzden
korkup bayildim.”
Yazinin tamami derginin Subat 2023 sayisinda.