Muhterem Müslümanlar, her yilin
Rebiü’l-evvel ayinda gönül dünyamizda
çok yüksek degeri olan bir dönüm noktasina
erismekteyiz. Islam ümmetinin
her tarafini kucaklayan bu mübarek
ay, ümmet için çok degerli etkinlikleri
barindirmakta, ruhlara huzur, gönüllere
sürur bahseden etkinlikler sunmaktadir.
Bu faaliyetler bizi on dört asir öncesine
tasiyarak o saadet asrinin iklimini yasatmaktadir.
Kuskusuz bu dönüm noktasi;
büyüklügünü ve güzelligini Fahr-i kainattan
almaktadir. Zira gündeme tasinan
O’nun (sas) özellikleri, O’nun (sas) ahlaki
ve O’nun (sas) güzellikleridir. Nitekim;
varlik serefini O’ndan (sas) almakta,
dolunay misali dogumu kainati nurlandirmakta
ve beseriyet anlamini O’nunla
(sas) bulmaktadir. Gündeme tasinan
O (sas) seçkin peygamberdir. O yüce
Resuldür. Bitmek tükenmek bilmeyen bir
ummandir. O (sas), sözleri tükenmeyen
bir kitap ile gelmistir. O kitabin sayfalari
pörsümez. Icaz ve icazi son bulmaz. O
sanli Peygamber, tertemiz berrak bir soya
sahiptir. Nesebi itibariyla ulu bir sahsiyettir.
Olaganüstü yetistirilmis seçkin bir
zattir. Güzel ahlak noktasinda mükemmel
ve kusursuzdur. Iyilik ve güzellik
kokan yasantisi itibariyla essiz bir zattir.
Yüce Allah’in Kur’an-i Kerim’inde kendisini,
“Sen elbette yüce bir ahlak üzeresin.”
(Kalem, 4) seklinde tavsif ettigi zat ahlaki
güzelligin zirvesinde olmaz mi? Hazret-i
Peygamber, Allah Tealanin kendisini
hangi amaç dogrultusunda peygamber
olarak gönderdigini belirtmeyi isteyince
bunu tek bir cümleyle özetleyerek, “Ben
güzel ahlaki tamamlamak için gönderildim.”
(Beyhaki, Sünen el-Kübra, Sehadat,
39; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 14/513)
demistir. Toplumlar güzel ahlakla
terakki eder, bireyler onunla basariya
ulasir. Ayrica milletler güzel ahlak sayesinde
emsallerine üstünlük saglar ve
mükemmeliyeti elde eder. Ancak zannedildigi
gibi güzel ahlakin, insanlarin
birbirleriyle iyi geçinmelerinden ibaret
olmadigini; tam aksine daha kapsamli bir
anlami oldugunu Hazret-i Peygamberden
ögreniyoruz. O’na (sas) göre güzel ahlak;
hem inanç hem de ibadet açisindan kulun
yaraticisiyla kurdugu güzel iliski anlamindadir.
Insanlara sefkat, muhabbet,
tevazu ve samimiyetle yaklasmak suretiyle
onlarla güzel muamelede bulunmasi
bunun ardindan gelir. Buna göre Hazret-i
Peygamber öncelikle insanlarin ahlaki
açidan Rableriyle olan münasebetini,
ikinci olarak da onlarin diger insanlarla
olan iliskilerini düzeltmek için gönderilmistir.
Bundan dolayidir ki Hazret-i
Peygambere, “Insanlarin cennete girmesini
en çok saglayan sey nedir?” diye
soruldugunda, Efendimiz söyle buyurmustur:
“Allah’a hakkiyla kul olmak ve
güzel ahlak sahibi olmak.”
Yazinin tamami derginin 123. sayisinda: Kasim-2022