SAADETTIN ACAR | Eylül | 2022 | BASLARKEN
Bundan tam olarak 10 yil önce dergimiz yayin hayatina basladi. Elimizdeki bu dergi 11. yilin ilk sayisi. 121 aydir, düzenli bir sekilde ve hiç eksilmeyen bir heyecanla dergimizi hazirlamaya ve size takdim etmeye çalistik. Istikrarli bir sekilde bizleri bu günlere eristiren Rabbimize hamdu senalar olsun.
Ilk sayimizdan bugüne çok sey degisti. Hem dünyada hem Türkiye’de ciddi degisimler dönüsümler yasandi. Kabul edelim ki 2012 yilinin dünyasindan çok farkli ve yepyeni bir dünyadayiz. Sanki aradan 10 yil degil de onlarca yil geçmis gibi ciddi kirilmalar yasadik. Özellikle pandemi ile birlikte yeni bir döneme, yepyeni bir dünyaya girdigimizi söyleyebiliriz. Tüm bu degisimler yasanirken bir taraftan bizler de olan biteni gözlemlemeye ve anlamaya çalistik. Sabitelerimizden ve kurulus ilkelerimizden asla taviz vermeden bu yeni dönemin diline ve üslubuna yakindan bakmaya çalistik. Yepyeni bir kusakla karsi karsiya oldugumuz artik su götürmez bir hakikat. Bu gerçekle yüzlesmekten kaçinsak da hakikat bu. Bizim, Müslümanlar olarak degisen ve dönüsen dünyanin dilini yakalamamiz ve kendimizden, degismez hakikatlerimizden ödün vermeden bu çaga uygun bir dil yakalamamiz lazim. Çagi iskalarsak, gençligin ve yeni kusaklarin gittigi yönü dogru okumazsak, gidisatin gerisine ve uzagina düsmek kaçinilmaz olacaktir.
Bizler degismez hakikatlerin, ilkelerin, yepyeni ve zamanin ruhuna uygun olarak yeniden söylenebilecegine inaniyoruz. Özü, ruhu, cevheri koruyarak biçimi, üslubu gözden geçirmek artik bir zorunluluk arz ediyor. Müslümanlar tarihin ve çagin disinda kalmak istemiyorlarsa gidisati dogru okumak ve kendileri kalarak ona uygun bir dille cevap gelistirmek ödevindedirler. Aksi halde hepimiz olan bitenlerin sorumlusu olarak bu büyük yükün altinda kalacagiz.
Bizler, dergi olarak “degismez dogrularimizi yeni bir tarz ve formla nasil yeniden söyleyebiliriz”in derdini ve davasini güdüyoruz. Basardigimizi iddia etmiyoruz ama meselemizin hep bu oldugunu söylemek istiyoruz. Insanligin içine düstügü bu batakliktan ancak Islam’in teklifleriyle çikabilecegine seksiz-süphesiz ve bütün hücrelerimizle iman ediyoruz. Bunun için de önce Müslümanlarin buna inanamasinin gerekli oldugunu söylemek bile gereksiz. Elimizdeki hakikatlere önce biz iman etmeliyiz. Iman bizde bir eyleme yani amele dönüsmeli. Ki baskalari da halimizden ve tavrimizdan etkilenip istikamet belirlesinler. Yakin zaman önce kaybettigimiz degerli mütefekkir Rasim Özdenören, Müslümanin en büyük silahinin “Müslümanca yasamak” oldugunu söylerdi. Merhum, Batinin silahiyla silahlanmaktan evvel kendimize mahsus bu silahimizi kusanmamizin bir dini görev oldugunu ifade ederdi.
Meselemiz budur ve bundan ibarettir: Müslüman önce yasayacak. Yasantisi bir teblig olacak. Hali insanlara etki edecek. Bu, dil ile anlatmaktan çok daha etkili ve bereketli olacaktir süphesiz. 11. yilimizin ilk sayisini bu duygularla takdim ediyoruz. Allah Teala’dan istikametimizi daim eylemesini niyaz ediyoruz. Istikrarli bir sekilde nice yeni yillarda bulusmak dilegiyle..

Muhterem Müslümanlar, acizane insanlara ögüt verecek ve onlari irsad edecek...

Çocuk fitratin en saf ve en temiz halidir. Bütün saflasma ve temizlenme süreçlerimizi çocuklasma süreci olarak da adlandirmak mümkün....

Ilim ve Irfan dergisinin Nisan 2024 sayisi yetimler dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016