KARDESLIGIN ÖZÜ: ENSAR VE MUHACIR OLMAK

Ensar; bir erkek ismidir. Erkek çocuklarimiza bu ismi veririz. Buna mukabil hiç muhacir ismi yoktur; kimse çocuguna muhacir diye bir isim vermez. Her ne kadar arzu edilmese de hicret yoluna düsünce bir ensar bulabilmek ve muhacirlere ensar olabilmek de büyük bahtiyarliktir. Peygamber Efendimiz ashabiyla birlikte hicret yoluna koyulmus, Medine’deki ensarin himayesinde bir sehir ve bir din ikame etmistir. Onlarin kardesligi ve fedakarligi bizim için kiyamete kadar örnektir. Onlarin izinde ve yolunda bir hayat anlamlidir. Bizim ölçümüz onlardir. Bu suurla nerede mazlum bir muhacir varsa, nerede zulümlere maruz kalmis bir kimse varsa ona kucak açar, ensar olmayi dileriz ve oluruz. Hicret yoluna koyulan muhacir; vatanindan, sevdiklerinden ve en mühimi mü’min olmaktan dolayi bu mesakkate maruz kalmistir.
Medineli Müslümanlar muhacirleri öz kardesleri gibi kabul ettiler ve ellerindeki her imkani onlarla paylasmak istediler. Hem muhacir hem de ensar Islam tarihinin iki büyük kardesidir. Peygamber Efendimiz onlari kardes kilmis, bu kardeslik dünya ve ahiret için olmustur. Isim isim kim kimle kardes ilan edilmistir; bu bilgiler siyer kaynaklarinda yazilidir. Ve hem ensarin hem de hicret edenlerin faziletine, üstünlüklerine dair ayet-i kerime ve hadis-i serifler vardir.
Tarihteki bu emsalsiz hadise bugüne dair de bize bir fikir ve ölçü vermektedir. Islam; yasadigimiz hayattir. Ve hayati yasamanin rehberi, önderi Peygamber Efendimiz ve ashabidir. Bizler, bugün vatanimizda muhacirlere ensar olmak durumundayiz. Islam cografyasindan ve hatta diger mazlum cografyalardan bu topraklara hicret eden herkes, burada ensar bulmak ümidindedir. Bu vatan, bu ümidi bu zamana kadar bosa çikarmadi. Bundan sonra da bosa çikarmaz insallah.
Ensar ve muhacir bir olmak, kardes olmak bir medeniyetin dirilisidir. Bunlar biri digerini tamamlamis, tamamlayan iki öz kardestir. Bu kardesligin özünü ve temelini Peygamber Efendimiz kurmus, Rabbimiz de onlardan razi olmustur. Rabbimizin razi oldugu, Peygamber Efendimizin kurdugu bir kardeslige hangi mü’min talip olmak istemez?
Onlarin kutlu kardesliginin maddi ve manevi ölçülerini konu edinen mühim bir dosya hazirladik.

BUGÜNÜN MUHACIRI VE ENSARI
PROF. DR. ALI AKPINAR

Peygamberimizin hadislerinden ögreniyoruz ki veren el, alan elden üstündür. (Nesai, Zekat, 52; Ebu Davud, Zekat, 28; Ahmed, I, 446) Lakin su da bir gerçektir ki muhacir olmak, ensar olmaktan daha üstün ve faziletlidir. Nitekim ayetlerde muhacirler, ensardan önce zikredilmistir: “Iyilik yarisinda önceligi kazanan muhacirler ve ensar ile, onlara güzelce uyanlardan Allah hosnut olmustur, onlar da Allah’tan hosnutturlar. Allah onlara, içinde temelli ve ebedi kalacaklari, zemininden irmaklar akan cennetler hazirlamistir; iste büyük kurtulus budur.” (Tevbe, 100)
“And olsun ki, Allah, sikintili bir zamanda bir kisminin kalpleri kaymak üzereyken peygambere uyan muhacirlerle ensarin ve peygamberin tevbelerini kabul etti. Onlarin tevbelerini, onlara karsi sefkatli ve merhametli oldugu için kabul etmistir.” (Tevbe, 117)

MUHACIRLIGIN MESAKKKATI
DOÇ. DR. IBRAHIM BAZ

Terk etmek ve birakmak gibi anlamlara gelen hicret kelimesi, herhangi bir seyden bedenen ve kalben ayrilip uzaklasmayi ifade eder. Hicret edene muhacir denir. Bu baglamda Hazret-i Peygamberin Mekke’yi terk ederek Medine’ye göçmesine hicret denilmistir. Müslümanlarin bilincinde hicret; zorluk, mesakkat ve kötülükten iyilige dogru yapilan yolculugun adidir. Aslinda hicret, yalniz peygamberimizin degil peygamberlerin ortak sünnetidir. Birçok peygamber dine davet sonucu karsilastiklari zorluk, mesakkat ve hatta iskence neticesinde baska bir diyara göç etmek zorunda kalmistir. Hazret-i Ibrahim kendini atese atanlarin elinden kurtulmak ve teblig vazifesini sürdürmek gayesiyle, “Ben Rabbime hicret ediyorum.” (Ankebut, 26; Saffat, 99) diyerek bulundugu sehirden vazifesini yapabilecegi baska yerlere hicret etmistir. Önce Filistin’e göçmüs, oradan da Misir’a geçerek Kenan diyarina yerlesmistir. Hazret-i Ibrahim’in yegeni Hazret-i Lut, onunla bu hicrete katilmis ve daha sonra kendisi de peygamber oldugunda hicret etmek zorunda kalmistir. Hatta melekler tarafindan kendisine inananlarla beraber bir gece vaktinde arkalarina bakmadan hicret etmeleri tavsiye edilmistir. (Hud, 81) Benzer sekilde Suayb peygamber de yasadigi sehrin inançsiz kibirli kimseleri tarafindan türlü tacizlere maruz birakilmis ya göç etmeleri yahut kendi batil inançlarina ortak olmalari istenmistir. Bunun neticesinde o da inananlarla birlikte hicret etmistir.

ALLAH YOLUNUN YARDIMCILARI: ENSAR
DOÇ. DR. IBRAHIM TOZLU

Peygamberler Allah Tealadan aldiklari emirleri, iman edenler vasitasiyla topluma yaymislar ve böylece getirdikleri din, bütün halka ulasma imkani bulmustur. Bir nebiye tâbi olan mü’min, dinin yayilmasi için çalisan ve derdi sadece kulluk olan en yakin dost demektir. Kulluk makaminin en seçkin sahsiyetidir. Peygamberimizin anlatimiyla, “Allah hangi ümmete peygamber göndermisse bu peygamberlerin hepsi o nebinin ümmeti için sünnetini takip eden ve emrine uyan en yakin dostlaridir.” (Müslim) Sevgili peygamberimizin, Mekke’deki en yakin dostlari her türlü zorluga birlikte katlanmis, din yoluna bas koymus ilk mü’minlerdir. Bu samimi dostlari, Efendimizi Mekke’de yalniz birakmadiklari gibi Medine’ye hicret zamani da yaninda yer almislar ve muhacir adiyla taninmislardir. Muhacir; siradan bir yol arkadasi degildir. Bilakis Resulullaha karsi olanlari birakip her daim yaninda yer alan kisi demektir.

(Dosya yazilarinin tamami derginin 116. sayisinda.)

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016