Muhterem Müslümanlar,
bizlere bahsettigi sonsuz
nimetlerine karsi
yüce Allah’a sükretmek
zorundayiz. Gerçi ne kadar çabalasak
da gerçek anlamda Allah’a karsi sükür
görevimizi tam anlamiyla ifa edemeyiz.
Hazret-i Peygamber de, “Gerçek
anlamda sükreden bir kul olmayayim
mi?” buyurmaktadir. Rivayet edilir ki,
sahabelerin bir kismi Hazret-i Aise’ye,
“Allah Resulünden gördügün en ilginç
hadiseyi anlatir misiniz?” diye sordular.
“Aslinda Allah Resulünün her
yaptigi olaganüstüydü.” dedi ve ekledi:
“Bir gece beraber yatagimiza uzandigimiz
sirada Hazret-i Peygamber bana
dedi ki, ‘Rabbime ibadet etmeme izin
verir misin?’ Ben de, ‘Allah’a yemin
ederim ki, ben senin yaninda olmayi
arzularim.’ diye karsilik verdim.
Gidip abdest aldi ve kalkip gözyaslari
gögsüne dökülünceye kadar
agladi. Sonra sag yanina uzandi. Göz
yaslari yerleri islatmisti. Sabah ezani
okununcaya kadar gözlerine uyku girmedi.
Dedim ki, ‘Yüce Allah geçmis
ve gelecek bütün hatalarini affettigi
halde seni aglatan nedir, ey Allah’in
Resulü?’ Buyurdu ki: Gerçek anlamda
sükreden bir kul olmayayim mi?”
(Buhari, Teheccüd, 6)