Önce su temel ilkeyi koyalim: Allah Teala niyetlere
bakar ama insanlara da eylemlerimiz dokunur.
Niyetimiz ne kadar iyi olursa olsun, bu konuda çok
iddiali olsak bile son tahlilde insanlarla yapip ettiklerimiz
yani fiillerimiz üzerinden temas kurariz. Ve ayni sekilde
amellerimiz de bize ne kadar düzgün ve güzel gözükürlerse
gözüksünler, Yüce Yaratici’ya niyetlerimizle hesap verecegiz.
Bu yüzden fiiliyata dönüsmeyen bir iyi niyetin bile mükâfatlandirilacagina
iman ederiz. Buna karsilik sahih ve halis
olmayan bir niyetle islenen bir fiilin, mükâfatlandirilma söyle
dursun, cezalandirilmamiza bile sebep olacagini, ayetlerden
ve hadislerden açikça anlariz.
Su örnek üzerinden gidelim: Mesela bir yoksula yardim
etmeye, bir kötülüge engel olmaya niyet ettik. Bu istek ve niyet
sadece kalbimizde kalsa ve uygulama imkani bulamasa bile,
evet sirf bu niyetten ötürü bile o fiil, Allah indinde islenmis
kadar büyük bir hosnutluga mazhar olur. Tabii bu güzel niyeti
hayata geçirdigimizde ise mükâfatimiz katlanarak büyür. Ama
bu eylemi iyi ve sahih bir niyetle degil de baska bir nedenle,
mesela insanlarin övgüsünü almak için gerçeklestirdigimizde,
o durumda bu hareketimiz riya olarak kabul edilir ve insanlarca
güzel görünen bu fiil, girdigimiz bedeni ve maddi külfete
ragmen Allah’in siddetli gazabina ugramamizin kapisini aralayabilir,
maazallah.
Öyleyse mü’minler toplulugu olarak sunu bilmeliyiz ki Allah
Teala katinda –bizce- düzgün ve güzel görünen, varsa eger amel kötü niyeti örtemez. Yine ayni sekilde insan iliskilerinde
de kötü fiillerin mazereti iyi niyet ya da kalp
temizligi iddiasi olmaz. Iste tam burada Efendimizin
(sas) o buyrugunu hatirlamak gerekir: “Mü’minin niyeti,
amelinden hayirldir.” Bu isin bir boyutu.
Öte yanda ise su var: Insanlari niyetleri üzerinden yargilamak,
yaygin tabirle söyleyecek olursak niyet okumak,
bir mü’min tavri ve ahlaki degildir. Bizi sadece onlarin
diger insanlarla –hatta tüm varlikla- kurduklari iliskilerindeki
hakkaniyete riayetleri ve adalete bagliliklari
gibi ölçülebilen, görülebilen ilkelere uygunluklari ilgilendirir.
Bizler insanlarin samimiyetini ölçemeyiz,
niyetlerini okuyamayiz, kalplerini yarip bakamayiz.
Öyle bir yetkimiz olmadigi gibi, hakikatte öyle bir
imkanimiz ve gücümüz de yok zaten. Görünene bakar,
onunla hükmederiz. Zira insan, diger insanlarla sadece
fiilleri, eylemleri üzerinden iliski kurar, onlari sadece
bu açidan yargilar. Hukuk kurallari tamamiyla maddi
deliller üzerine insa edilir. Kula niyetini sorabilecek
yegane mercii Cenab-i Allah’tir.
Burada çok hassas ve ince bir denge var. Bir tarafta niyetin
önemi ve degeri öte yanda iliskilerdeki dogruluk ve
hakkaniyete riayet meselesi karsimiza çikiyor. Yani bir
tarafta “Ameller niyetlere göredir.” buyrugu, öte yandan
“Cehennemin yollari iyi niyet taslariyla döselidir.” tespiti
duruyor. Iste mü’min, hayat yolculugunu bu keskin
aralikta devam ettirmeye çalisir. Yani yine karsimiza
korku ve ümit arasinda bir yolculuk çikiyor.
Acizane kanaatimce, niyet-eylem dengesi en güzel ifadesini
“salih amel” kavraminda bulur. Zira salih amel hem
niyetin temizligini ve saffetini hem de eylemin dogru
ve güzel olusunu ihtiva eder. Bu iki sarti haiz olmayan
hiçbir fiil salih amel kapsamina girmez. Kur’an-i
Kerim’deki ve hadis-i seriflerdeki salih amel kavraminin
çerçevesine dikkatli bir bakis bize bunu söyleyecektir.
Niyetlerimizin karsiligini ahirette görecegiz.
Eylemlerimiz ise sonuç olarak ahirette karsimiza
çikacaktir ama öncesinde de dünyada insanlara temas
edecektir. Müslüman olarak bizler bir taraftan ve her
seyden önce niyetimizi temiz ve halis tutma, öbür taraftan
da amellerimizi dogru ve düzgün kilma ödevinde ve
sorumlulugundayiz. Bu iki boyutun da birbiriyle ilintili
oldugunu asla unutmamaliyiz. Amellerimizi iyi ve halis
niyetle ebedilestirmeli ve heba etmemeli, niyetlerimizi
de dogru ve düzgün amellerle beslemeli ve güçlendirmeliyiz.
Ne iyi niyet perdesi arkasina gizlenip kötülüge
tevessül etmeli ne de niyetimizi bulandirip Allah’tan
baskalarini amellerimize ortak etmeliyiz.
Burasi ince ve hassas bir çizgidir. Salih kul olmanin
inceligi de burada saklidir.