SAADETTIN ACAR | Temmuz | 2020 | BASLARKEN
Önce su temel ilkeyi koyalim: Allah Teala niyetlere bakar ama insanlara da eylemlerimiz dokunur.
Niyetimiz ne kadar iyi olursa olsun, bu konuda çok iddiali olsak bile son tahlilde insanlarla yapip ettiklerimiz yani fiillerimiz üzerinden temas kurariz. Ve ayni sekilde amellerimiz de bize ne kadar düzgün ve güzel gözükürlerse gözüksünler, Yüce Yaratici’ya niyetlerimizle hesap verecegiz. Bu yüzden fiiliyata dönüsmeyen bir iyi niyetin bile mükâfatlandirilacagina iman ederiz. Buna karsilik sahih ve halis olmayan bir niyetle islenen bir fiilin, mükâfatlandirilma söyle dursun, cezalandirilmamiza bile sebep olacagini, ayetlerden ve hadislerden açikça anlariz.
Su örnek üzerinden gidelim: Mesela bir yoksula yardim etmeye, bir kötülüge engel olmaya niyet ettik. Bu istek ve niyet sadece kalbimizde kalsa ve uygulama imkani bulamasa bile, evet sirf bu niyetten ötürü bile o fiil, Allah indinde islenmis kadar büyük bir hosnutluga mazhar olur. Tabii bu güzel niyeti hayata geçirdigimizde ise mükâfatimiz katlanarak büyür. Ama bu eylemi iyi ve sahih bir niyetle degil de baska bir nedenle, mesela insanlarin övgüsünü almak için gerçeklestirdigimizde, o durumda bu hareketimiz riya olarak kabul edilir ve insanlarca güzel görünen bu fiil, girdigimiz bedeni ve maddi külfete ragmen Allah’in siddetli gazabina ugramamizin kapisini aralayabilir, maazallah.
Öyleyse mü’minler toplulugu olarak sunu bilmeliyiz ki Allah Teala katinda –bizce- düzgün ve güzel görünen, varsa eger amel kötü niyeti örtemez. Yine ayni sekilde insan iliskilerinde de kötü fiillerin mazereti iyi niyet ya da kalp temizligi iddiasi olmaz. Iste tam burada Efendimizin (sas) o buyrugunu hatirlamak gerekir: “Mü’minin niyeti, amelinden hayirldir.” Bu isin bir boyutu.
Öte yanda ise su var: Insanlari niyetleri üzerinden yargilamak, yaygin tabirle söyleyecek olursak niyet okumak, bir mü’min tavri ve ahlaki degildir. Bizi sadece onlarin diger insanlarla –hatta tüm varlikla- kurduklari iliskilerindeki hakkaniyete riayetleri ve adalete bagliliklari gibi ölçülebilen, görülebilen ilkelere uygunluklari ilgilendirir. Bizler insanlarin samimiyetini ölçemeyiz, niyetlerini okuyamayiz, kalplerini yarip bakamayiz. Öyle bir yetkimiz olmadigi gibi, hakikatte öyle bir imkanimiz ve gücümüz de yok zaten. Görünene bakar, onunla hükmederiz. Zira insan, diger insanlarla sadece fiilleri, eylemleri üzerinden iliski kurar, onlari sadece bu açidan yargilar. Hukuk kurallari tamamiyla maddi deliller üzerine insa edilir. Kula niyetini sorabilecek yegane mercii Cenab-i Allah’tir.
Burada çok hassas ve ince bir denge var. Bir tarafta niyetin önemi ve degeri öte yanda iliskilerdeki dogruluk ve hakkaniyete riayet meselesi karsimiza çikiyor. Yani bir tarafta “Ameller niyetlere göredir.” buyrugu, öte yandan “Cehennemin yollari iyi niyet taslariyla döselidir.” tespiti duruyor. Iste mü’min, hayat yolculugunu bu keskin aralikta devam ettirmeye çalisir. Yani yine karsimiza korku ve ümit arasinda bir yolculuk çikiyor. Acizane kanaatimce, niyet-eylem dengesi en güzel ifadesini “salih amel” kavraminda bulur. Zira salih amel hem niyetin temizligini ve saffetini hem de eylemin dogru ve güzel olusunu ihtiva eder. Bu iki sarti haiz olmayan hiçbir fiil salih amel kapsamina girmez. Kur’an-i Kerim’deki ve hadis-i seriflerdeki salih amel kavraminin çerçevesine dikkatli bir bakis bize bunu söyleyecektir. Niyetlerimizin karsiligini ahirette görecegiz. Eylemlerimiz ise sonuç olarak ahirette karsimiza çikacaktir ama öncesinde de dünyada insanlara temas edecektir. Müslüman olarak bizler bir taraftan ve her seyden önce niyetimizi temiz ve halis tutma, öbür taraftan da amellerimizi dogru ve düzgün kilma ödevinde ve sorumlulugundayiz. Bu iki boyutun da birbiriyle ilintili oldugunu asla unutmamaliyiz. Amellerimizi iyi ve halis niyetle ebedilestirmeli ve heba etmemeli, niyetlerimizi de dogru ve düzgün amellerle beslemeli ve güçlendirmeliyiz. Ne iyi niyet perdesi arkasina gizlenip kötülüge tevessül etmeli ne de niyetimizi bulandirip Allah’tan baskalarini amellerimize ortak etmeliyiz.
Burasi ince ve hassas bir çizgidir. Salih kul olmanin inceligi de burada saklidir.

Muhterem Müslümanlar, sahabe-i kiramdan rivayet edildigine göre Ramazan-i serif yaklastiginda...

Mübarek Ramazan ayinin gölgesi üzerimize düstü. Çok sükür yeniden ulasiyoruz bir kutlu zaman dilimine....

Ilim ve Irfan dergisinin Mart 2024 sayisi Ramazan dosyasiyla çikti....

IRFAN BASIM YAYIN DAGITIM SAN. VE TIC. LTD. STI.
Zafer Mahallesi Kurultay Sokak No:1/6 Yenibosna | Bahçelievler / Istanbul | Telefon: 0(212) 694 98 98
Copyright © 2012-2016